dil


Results for "dil"

Dream Dictionary of Phrase

DİL

(Dream Dictionary of Phrase) :
Kişinin sözcüsü, vekili ve arabulucusuna, Kötülük odağı kişi yahut kuruluşlara; dilin uzaması hayasız söze, sözle gelecek belalara, Dilini yutmak, olup bitene göz yumarak işinde kalmaya; dilde tüy bitmesi bir şeyi izahta acze düşmeye, şer işlemeye, Dilinn kesilmesi iddianın boşa çıkmasına, iş ve ticarette zarara uğramaya yahut yumuşak huyluluğa, Dili ısırmak bir şeye öfkelenmeye, dilin çatallaşması söz hatası yapmaya, Birkaç dili olduğunu görmek destek ve yardakçısının olmasına, Dil esir olmaya; birinin dilini yalamak yahut öpmek onun görüş ve düşüncelerini benimsemeye, alimin dilini yalamak ilim tahsil etmeye, Güzel dil, düzgün ve etkili konuşmaya, hayırlı elçiye, Dilde görülen her çeşit çirkinlik ve hoş olmayan durum pişmanlık ve zarara, Hayvan dili, aklı ve sağduyusu olmayan kimseye delalet eder. ( Ayrıca Bakınız; Dilbilgisi, Dilsiz, Sürçmek.)
Turkish - English dictionary

dil

(Turkish - English dictionary) :
1. tongue. 2. language. 3. promontory, point; spit. 4. bolt (of a lock); tenon (of a mortise). 5. index (of a balance). 6. sheave, pulley wheel. 7. reed (of a wind instrument). 8. prisoner of war captured for interrogation. i açılmak to start talking. i ağırlaşmak (for a sick person) to have increasing difficulty in speaking. ağız vermemek not to be able to talk, to be too sick to talk. ailesi ling. family of languages. akrabalığı the relationship between kindred languages. inin altında bir şey var. colloq. There is something he hasn´t come out with yet. inden anlamak /ın/ 1. to understand (another´s) speech. 2. to be familiar with (something). atlası linguistic atlas. ini bağlamak /ın/ to silence. inden bal akmak /ın/ to talk sweetly. inin belasını çekmek/ bulmak to suffer because of speaking thoughtlessly or indiscreetly. bir karış /da/ impudent, rude in his replies. i bir karış dışarı çıkmak to pant (from overexertion or thirst). i bozuk 1. unable to speak clearly. 2. foulmouthed. inin cezasını çekmek to suffer for one´s thoughtless words. i çalmak /a/ to have the accent (of). çıkarmak 1. to stick out one´s tongue in defiance or mockery. 2. /a/ to make fun of. i çözülmek to start to talk. dili damağına yapışmak/i damağı kurumak to be very thirsty. lere destan olmak to be renowned, be celebrated. den dile dolaşmak to be talked about, become renowned or notorious. ine dolamak /ı/ 1. to keep on saying (the same thing). 2. to keep on running down (someone). i dolaşmak to mumble, stumble in one´s speech. lerde dolaşmak/gezmek to be talked about (everywhere). dil/ler dökmek /a/ to try to flatter or persuade (someone). i döndüğü kadar (to explain something) as best one can. i dönmemek to be unable to get one´s tongue around a word. i durmamak 1. to talk on and on. 2. to say things better left unsaid. dile/lere düşmek to become a subject of gossip. inden düşürmemek /ı/ to bring up (a matter) repeatedly. ebesi garrulous, talkative. ini eşekarısı soksun! colloq. Curse you for saying that! e gelmek 1. to start to talk. 2. to become a subject of gossip. e getirmek /ı/ 1. to make (someone) talk. 2. to express. 3. to make (something) a subject of gossip. kavgası quarrel. kayması slip of the tongue. ini kedi/fare mi yedi? colloq. Has the cat got your tongue? in kemiği yok. proverb One can say anything one likes. ini kesmek 1. to shut up. 2. /ın/ to silence. e kolay easy to say (but difficult to do). inden kurtulamamak /ın/ not to be able to get out from under (another´s) reproaches and complaints. i kurumak to be very thirsty. kurumu language society. i kurusun! colloq. Curse his tongue! ini mi yuttun? colloq. Have you swallowed your tongue? i olsa da söylese. colloq. If only it could talk! i pabuç kadar given to making impudent replies. pelesengi filler word, habitual expression. ine pelesenk etmek /ı/ to keep on saying (the same thing). ine sağlam olmak 1. to be discreet. 2. to avoid bad language. iyle sokmak /ı/ to hurt (someone) with one´s words. ine takmak /ı/ 1. to keep on saying (the same thing). 2. to keep on running down (someone). ini tutamamak to be indiscreet; to have a compulsion to talk. ini tutmak to hold one´s tongue. i tutuk tongue-tied. tutukluğu anarthria, inability to articulate words. i tutulmak to be tongue-tied. iyle tutulmak/yakalanmak to be betrayed by one´s own words. in tutulsun! Curse your tongue! inde tüy bitmek to be tired of repeating something. imin ucunda on the tip of my tongue. inin ucuna gelmek to be about to say (something). inin ucunda olmak to be on the tip of one´s tongue, slip one´s memory. uzatmak /a/ to malign, defame. i uzun impudent, insolent. i varmamak /a/ to be unwilling to say (something unpleasant). im varmıyor. colloq. I can´t bring myself to say it. e vermek /ı/ to divulge, reveal (a secret). D ve Tarih-Coğrafya Fakültesi the Faculty of Languages, History, and Geography (in Ankara University). ine virt etmek /ı/ 1. to keep on saying (the same thing). 2. to keep on running down (someone). i yanmak /dan/ to be devastated (by a horrible experience). i yatkın having a gift for languages. inin yettiği kadar (to explain something) as best one can. ini yutmak to be thunderstruck, be struck dumb. i zifir (one) who habitually offends others.
Turkish - English dictionary

dil

(Turkish - English dictionary) :
poet. heart. yarası wounded feelings caused by harsh words.
Turkish - German Dictionary

dil bakımından

(Turkish - German Dictionary) :
grammatisch, grammatikalisch.
Turkish - Kurdish Dictionary

dil bilgisi

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
rêzman.