dirayet


Results for "dirayet"

Ottoman - Turkish Dictionary

DİRAYETLİ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kavrayışlı, zeki, bilgili, anlayışlı.
Ottoman - Turkish Dictionary

KEMAL-İ DİRAYET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Dirayetin son derecesi.
Islamic Glossary

DİRÂYET

(Islamic Glossary) :
Zekâ, bilgi, idâre kâbiliyeti.
Islamic Glossary

Dirâyet Tefsîri

(Islamic Glossary) :
Resûlullah'tan sallallahü aleyhi ve sellem gelen rivâyetler (açıklamalar) esas alınarak,Kur'ân-ı kerîmin lisan bilgilerine ve zamanın fen bilgilerine, aklî ilimlere göre yapılanaçıklaması. Bu tefsîre ma'kul, re'y tefsîri ve te'vîl de denir.Dirâyet tefsîrlerinin doğruluğu, nakle uygunluğu ile anlaşılır. Tefsîr âlimleri, nakle uygunte'villeri de tefsîr olarak kabûl etmişlerdir. Nakle uymayan Dirâyet tefsîrleri, tefsîr değil,yazanın şahsî düşüncesi olur. Nitekim hadîs-i şerîfte; "Kur'ân'ı kendi görüşü ile açıklayanhatâ etmiştir" buyruldu. Bunun içindir ki, Kur'ân-ı kerîmde mânâsı açık olmayan âyet-ikerîmelerden yalnız akla güvenip, yanlış te'viller yapılarak yanlış mânâlar çıkarılmasınetîcesinde yetmiş iki dalâlet (bozuk) fırka ortaya çıktı. (Abdülhakîm Arvâsî)
Turkish - English dictionary

dirayet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. ability. 2. skillfulness. 3. discernment, perception.