do


Results for "do"

Philosophical Dictionary

Dolorizm.

(Philosophical Dictionary) :
bkz. Acıcılık.
Philosophical Dictionary

Doluluk.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Melâ, Fr. Plein). Özdekle kaplı uzay... Evrende boş mekân olup olmadığı tartışması antik çağ Yunan felsefesinden beri süregelmiştir. Atomcular, Epikuros ve Lucretius, atomların devinebilmeleri için bir boşluk bulunmasının zorunlu olduğu kanısındaydılar. Buna karşı, örneğin Fransız düşünürü Descartes'a göre, boş mekân yoktur. Çünkü mekân ve madde aynı şeydirler. Mekân, maddenin yer kaplaması dır. Bunun içindir ki boş mekân olamaz, çünkü bu, madde olmadan mekân olamaz, çünkü bu, madde olmadan mekân olması demektir ki, mümkün değildir. Mekân, baştan aşağı maddeyle dolu dur. Öyleyse evrenin hiç bir yerinde boşluk yoktur, sadece doluluk vardır. Descartes, bu durumda, devimin nasıl gerçekleşebileceğini de şöyle açıklamaktadır: Mekân maddesi sıvıdır ve sürekli olarak akmaktadır. Katı cisimler, kendiliklerinden devinmezler, bu sıvının akışıyle yer değiştirirler. Daha açık bir deyile, katı doluluk sıvı dolulukta yüzmesinden ibarettir... bkz. Boşluk.
Philosophical Dictionary

Dönüşümcülük.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. İstihâliyye, Fr. Transformisme, Al. Transformismus, İng. Transformism, İt. Transformizmo). Canlıların çevreye uyarak değiştiklerini ileri süren öğreti... Lamarck'ın bilimsel olarak ileri sürdüğü ve Darwin'in yeni katkılarla güçlendirdiği bu kuram, ilkin, kuramsal alanda Diderot (1713-1784), Robinet (1723-1789) ve Charles de Bonnet'nin (1720-1793) savundukları bir düşüncedir. Jean Lamarck (1744-1829) ve Charles Darwin (1809-1882) de kuramlarıyle dönüşümcülüğü güçlendirmişlerdir. İngiliz düşünürü Alfred Russel Wallace da, Darwin'den bir yıl önce 1858'de yayımladığı bir yapıtla, aynı görüşü ileri sürmüştü. Dönüşümcülüğe göre türler, birbirlerine dönüşmek yoluyle oluşmaktadırlar.Bu dönüşme de çevreye uymayla gerçekleşmektedir. Darwin bu dönüşümcü düşünceye soyaçekimle doğal ya da yapma ayıklama olgusunu, değişimcilik de değişinim (mütasyon, bir anda gerçekleşen sıçramalı değişme) olgusunu ekleyecektir. aynı doğrultuda bulunan bütün bu öğretiler doğanın evrimsel oluşmasını açıklamakta ve metafizik varsayımları çürütmekte temel bilgiler getirmişlerdir. Tramsformizm, Darvinizm, mutasyonizm adları altında aynı gerçeğin her biri ayrı bir parçasını meydana koyan bütün bu öğretiler evrim kuramı genel adı altında birleşirler. bkz. Evrimcilik, Darvincilik, Değişincilik, Eytişimsel Özdekçilik.
Philosophical Dictionary

Dört Öğe.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Anasır-ı erbaa, Fr. Les quatres elements). Antik çağ Yunan düşüncesi, nesnelerin, birbirlerine indirgenemeyen temel öğeleri üstünde de düşünmüş ve dört temel öğe saptamıştır: Ateş, hava, su, toprak... Empedokles'e göre bunlar nesnelerin hamirudur, bütün nesneler bunların birleşip ayrılmalarından ve türlü nicelikte oluşlarından meydana gelirler. empedokles, bu arılma ve birleşmeye, düşmanlık ve dostluk der. Aristoteles'e göre de bunlar doğru çizgi biçiminde devinirler ve iki türlü devimleri vardır: Toprak ve su merkezi doğru, ateş ve hava merkezden dışarıya doğru devinir. Bunlar birbirlerine çarpmakla çeşitli nesneler meydana getiriler, çarparak birleşirler. Antik çağın bu dört öğe kuramı, Lavoisier'ye gelinceye kadar geçerli kalmıştır.
Philosophical Dictionary

Evrendoğim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Kiyaniyyat, Fr. Cosmoğonie, Al. Kosmogonie, İng. Cosmogony, İt. Cosmogonia). Evrenin oluşumunu açıklayan kuram... Evrenin doğuşunu açıklamaya çalışan ilk varsayımlar, antik çağ Yunan düşüncesinde tbeogonia (Tr. Tanrıdoğum ) larla karışıktır. İlk Yunan düşünürleri tanrıların doğumu üstünde düşünürlerken evrenin doğumunu da dilegetiriyorlardı. Örneğin Homeros "Okeanos'turtanrıların babası ve nası" der. Thales de bundan "ilk eneden şudur" diyerek bir evrendoğum varsayımı çıkarır. ilk düşüncelere göre evrenin doğuşuyle tanrıların doğuşu aynı şeydir, Aristoteles bu yüzden ilk düşünürlere ilk ibeologlar adını vermiştir. Birçok ulusların mitolojilerinde evrenin doğumu üstüne çeşitli düşünceler saptanmıştır. ancak bu konudaki yazılı metinlerin ilki Hesiodus'un Tbeogonia'sıdır. (İ.Ö. 700 yılları). Hesiodos'a göre önce boşluk ve gece vardır: "Gerçekte khaos'tu en önce meydana gelen, sonra da -Geniş gögüslü toprak, her şeyin daima sağlam durağı- Ve Eros, en güzeli olan ölümsüz tanrıların-Khaos'tan da Erehos (karanlık(la kara gece meydana geldiler. Geceden de aither (aydınlık) ve gün ortaya çıktı. Bunları o sevişerek birleştiği Erebos'tan gebe kalıp doğurdu" (Walther Kranz, Antik Felsefe, Suat Yakup Baydur' un çok değerli çevirisinden, s. 16). Görüldüğü gibi, bu ilk düşüncelerde evren Tanrıya da tanrılar tarafından yaratılmış değildir; tersine, tanrılar da evrenle birlikte doğmuşlardır. Tanrılar, birlikte doğdukları bu evren içinde pek uzun bir süre, sadece buyuran olarak kalacaklardır. Hesiodos'tan sonraki kosmogonia'lar mitolojik şarkıcı Orpheus'a bağlanan orphik kosmogonialar'dır ve dünya yumurtası tasarımıyle doğu uluslarından izler taşımaktadırlar. Başlangıç bir ejderhaymış, kocaman bir yumurta yumurtlamış. Yumurta, ejderhanın altında ezilerek ikiye bölünmüş; ist yarısı gök, alt yarısı da toprak olmuş. İ.Ö.550 yıllarında yaşayan, Pitagoras'ın öğretmeni Syros'lu Ferekides'in Theogonia'sı da "Zeus'la Khronos (zaman-tanrı) vardı daima" diyor. Bu ilk düşüncelerden yüzyıllarca sonra Leibniz, Descartes, Kant, Laplace vb. gibi birçok düşünürler evrenin doğumu üstünde düşünmüşlerdir. Tinselcilere göre evren, özdek olmayan bir etkenin yoğunlaşmasından; özdekçilere göreyse özdeksel bir atomun deviminden meydana gelmiştir. Bu konudaki en son varsayımların en ilginçleri Lemaitre'in, Gamow'un ve Tolman'ın kuramlarıdır. Belçika'lı evrenbilimci Abbe Lemaitre'e göre evren, büyük bir atomun patlamasıyle başlamıştır. George Gamow'e göre evren, başlangıçta, tasarımdışı bir sıcaklıkta hiç bir molekül ve atom yoktu. Kozmik kitle açılmaya başladıkça soğudu ve ısı bir milyar dereceye düşünce nötron ve protonlar yoğunlaştılar, böylelikle atomlar meydana geldi. Dr. R.C. Tolman'a göre evren, yürek gibi çarpan, açılıp kapanan bir balondur. Açılıp kapama evreleri sonsuz olarak birbirini izlemektedir. Bu açılıp kapanışı evrendeki özdek niceliğindeki değişiklikler sağlar. Tolman'ın bu kuramı Elinstein'ın tanıtlediği gerçeklere dayanmaktadır. Evrenin eğrisi, içinde bulunan özdeğe bağlıdır ve evrendeki özdek niceliğinin sürekli olarak değiştiği doğrudur. Ne var ki bu kurama termodinamiğin ikinci yasasıyle karşı çıkılmakta ve doğa deviminin dönüşsüz olduğu ileri sürülmektedir. Daha açık bir deyişle, doğada hiç bir şey geriye dönmez ve doğa sadece bir yönde işlemektedir. Böyle olunca da açılmakta olan kapanmayacak ya da kapanmaktaysa bir daha açılmayacaktır. Buysa, evrensel evrimin işlediği yönde gerçekleşeceğini göstermektedir. bkz. Evren, Evrenbilim, Evrim,