do


Results for "do"

Philosophical Dictionary

Doğacılık.

(Philosophical Dictionary) :
( Os. Tab'aniyye, Fr. Naturisme). Her türlü gücü doğaya (tabiat) indirgeyen öğretilerin genel adı... Her türlü düzen ve ölçüyü doğada bulan ve doğaya uygun yaşayışı yeğleyen stoacılar, doğaya tapan ilkel dinler, altın çağ özlemi güdem öğretiler, Rousseau'nun doğaya dönüşçülüğü; hekimlikte her şeyi sıcaklık, soğukluk, nemlilik, kuruluk gibi doğal güçlerden bekleyen öğretiler doğacıdırlar. bkz. Doğa, Doğalcılık.
Philosophical Dictionary

Doğal Din.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Tabii din, Fr. Religion naturelle). Doğa üstü ya da doğa dışı güçlere yer vermeyen, doğaya ve usa uygun din anlayışının ilk belirtileri Hint, Çin ve Yunan düşüncelerinde ortaya çıkmıştır. İsa'dan önce VI. yüzyıl özellikle doğal din (tabii din) anlayışının yoğunlaştığı bir çağdır. Hindistan'da Jainizmin kurucusu Mahavira'ya göre, "yaratış diye bir şey olmadığı gibi, yaratan da yoktur", Budizmin kurucusu Gotama'ya göre, "ancak denediğiniz ve doğru bulduğunuz şeylere inanınız", Çin'de Konfüşyanizmin kurucusu Kong Fu-Tseu'ya göre, "benim duam yaşamamdır". antik çağ Yunanlılarının stoa okuluna göre de, "din, usun ürünüdür, us ve doğa bir ve yanı şeydir". Doğaya ve onunla yanı anlamda bulunan usa dayanan doğal din akımı, ortaçağın ezici baskısından kurtulur kurtulmaz, Rönesans'la yeniden filezlenmeye başlamıştır. Laelius Socinus'un kurduğu Sosinyanizme göre, "dinden, doğaya ve usa aykırı bulunan bütün eklentiler atılmalıdır". Fransız düşünürü Jean Bodin'e (1530-1597) göre, "çoktanrıcı ya da tektanrıcı bütün dinler gereksizdir, insanların mutluluğu için doğanın ve usun yasaları yeter". İngiliz düşünürü Herbet of Cherbury'ye (1581-1648) göre, "din, usa boyun eğmelidir". Ancak başlangıçta ve özellikle Hint ve Çin kaynaklarında tanrı dışılığı gerektiren doğaya ve usa dayanmak ilkesi, Rönesans'ta doğal bir Tanrı anlayışına yer vermektedir. Rönesans çağının doğal din akımına göre Tanrı düşüncesi, her insanda bulunan doğal bir düşüncedir; sadece bu düşünceye bağlanmak yeter, bu düşünceyi güçlendirmek için kutsal kitapların önerdikleri doğaya ve usa aykırı bulunan bütün ekletiler gereksizdir. Nitekim, bu eğilime uygun olarak, bir Rönesans akımı olan röformasyon da Katolikliğe karşı çıkmış ve insanın doğal yanını güçlendirmek amacını güdün yeni bir Hıristiyanlık anlayışı önermiştir (Protestanlık). Rönesans'tan sonra bu doğrultuda gelişen doğal din anlayışı, Fransız düşünürleri Jean-Jacques Rousseau (1712-1778) ve Auguste Comte'u (1798-1857) yeni dinler önermeye götürmüştür. Rousseau'nun önerdiği Uygarlık dinine göre, "Tanrı, en yüksek özdür. Din, bu yüksek varlığın insanlara verdiği bir duygudan ibarettir. yeter ki tapınma biçimciliği, kurallar, din adamları gibi gereksiz ve yabancı güçler onu bozmasın. Usa dayanan uygarlık dini, her vatandaşa görevlerini sevdirmek amacını güdür". Comte'un önerdiği İnsanlık dinine göre de, "din olumlu nedenlerin üstüne kurulmalı ve teolojiye olduğu kadar metafiziğe de sırt çevirmelidir. İnsanlık dininin ilkesi, başkaları için yaşamaktır. nereden geldiğimizi ve nereye gideceğimizi düşünmeden yaşamamızı daha mutlu kılabiliriz. Bu mutluluk, birbirimizi sevmek ve birbirimiz için yaşamakla gerçekleşir. İnsanlığı bir insanı sevdiğiniz gibi seviniz ve insanlık için yaşayınız...". Doğal din anlayışı, Tanrıcılıktan Tanrısızlığı geçiş arasında bulunan bir akımdır ve insan usunun yeni sezgilerle kıvranışı belirtir. bkz. Din.
Philosophical Dictionary

Doğal Yasa.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Kanun tabii, Fr. Loinaturelle, İng. Natural law). İnsanın kendi doğasında taşıdığı var sayılan ülküsel yasa... Bu düşünce ilkin antık çağ Yunanlılarınca ileri sürülümüştür. Örneğin, Sokrates'e göre insan, erdemini doğasında taşır, onu eğitimle meydana çıkarmak gerekir; bilgili insan, yani kendinde var olan erdeminin bilgisini edinmiş insan erdemszolamaz, erdemsizlik bilgisizliğin ürünüdür. Doğal yasa varsayımı, gidere, bir insanın yasalardan bağımsız olarak insanlığından ötürü taşıdığı var sayılan hakları dile getiren doğal hukuk (Os. Hukuku tabii, Fr. Droit naturel) varsayımına yol açmıştır. bkz. Doğa Yasaları.
Philosophical Dictionary

Doğalcılık.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Tabiiyye, Fr. Naturalisme, Al. Naturalismus, İng. Naturalism, İt. Naturalismo). Metafiziğe karşıt olarak doğa dışında hiç bir güç tanımayan öğretilerin genel adı... Doğalcılğın doğalcılıktan (natürizm) ayırıcı niteliği, özellikle metafiziğe karşıt oluşudur. Doğacılık, bu açıdan, daha geniş bir anlam kapsar. Doğacılıkta bir doğa metafiziği de vardır. Doğalcılıksa metefiziğin bu türlüsüne de karşıdır, maddeci ve deneycidir. Doğalcılığa göre, gözleme ve deneye vurulumayan hiç bir gerçek olamaz. Doğalcılık, insanın gelişmiş bir hayvan olduğunu bilir, evrimcidir. Doğacılık geniş anlamı içine da sokulabilen örneğin stoa düşüncesi, doğalcılık kavramında gerçek anlamını bulur. Stoa öğretisi, yaşama ilkesini ve ölçüsünü doğaya uygun davranmakta (naturam saqui) bulmaktadır. en doğru seçen, sabırla katlanan, en ölçülü ve en adil üleştirici (phronesis, andreia, sophrosyne, dikaiosyne) doğadır, eşdeyişle maddedir. Doğalaşan bilge, bir kaya parçasının mutluluğuna erişecektir, hiç bir şey onu sarsamayacak ve yıkamaycaktır. Akla uygunluğun ölçüsü doğaya uyggunluktur, çünkü akıl da bir doğa ürünüdür... Sanat alanında da doğalcılık kimi yerde kaba bir doğa kopyacılığı olarak anlaşılmakla beraber, aynı anlamdadır: Deneyci ve gerekircidir, çevreden ve soyaçekimden gelen etmenleri göz önünde tutar. Özellikle Zola'nın yapıtları bütün bu karakterleri kapsamaktadır. Natüralizm, realizmin fotoğrafçılığına karşı, olaylara el atan ve onların üstünde denemeler yapan bir akımdır. Çünkü insansal yapı, iç ve dış etkilerin zorunlu sonucudur. Bu gerçeğin de sanatçının kişisel deneyleriyle doğrulanması gerekir. bkz. Doğacılık, Doğa, Stoacılık, Kamutanrıcılık.
Philosophical Dictionary

Doğaüstü.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Mâfevkattabii, Fk. Surnaturel, Al. Übernatürlich, İng. Supernatural, İt.Sopranaturale). Doğanın dışıda olan ve onun yasalarına uymayan... Doğadan olmayan bütün tasarımlar doğaüstü'dür. Başta tanrı tasarımı olmak üzere melekler, şeytanlar, cinler, cesetlerden ayrılmış ruhllar vb. böylesine tasarımlardır. Bu anlamda doğa dışı (Os.Haric-ez tabia, Fr. Dehors de la nature) deyimi de kullanılır. bkz. aşkın, Deneyüstü, Deneyüstücülük, Doğaüstücülük.