döküntü


Results for "döküntü"

Environmental Glossary

PETROL DÖKÜNTÜSÜ

(Environmental Glossary) :
[ Oil Spill ] Tankerlerle ham petrol taşınımı sırasında ya da deniz dibi sondaj platformlarında oluşabilecek kazalarda denize dökülen büyük miktarlarda ham petrolün meydana getirdiği tabaka veya alan. ( Bk. Petrol kirliliği )
Nautical Dictionary

DÖKÜNTÜ

(Nautical Dictionary) :
Deniz yüzeyine yakın kayalık kümeler
Meteorological Glossary

DÖKÜNTÜ

(Meteorological Glossary) :
(FALLOUT) [i]Katı maddelerin yeryüzünde birikmesi işlemi. Daha çok radyoaktif bir patlama sonucunda gerçekleşen döküntüler için kullanılır.
Meteorological Glossary

RADYOAKTİF DÖKÜNTÜ

(Meteorological Glossary) :
(RADIOACTIVE FALL OUT) [i]Nükleer bir patlamada ortaya çıkan radyoaktif maddelerin yeryüzüne inmesi. Bu döküntü patlamadan hemen sonra lokal olarak gerçekleşebileceği gibi gecikmiş döküntü şeklinde de olabilir ama her iki döküntü türü de meteorolojik açıdan önem taşır. Lokal döküntüde patlama yer veya yere yakın seviyede gerçekleştiği için etki alanı dar ama etkisi fazla olur. Gecikmiş döküntüde patlama yerden daha yukarı seviyelerde gerçekleştiğinden eğer o anda herhangi bir yağış varsa radyoaktif maddeler yere iner, eğer yağış yoksa o zaman radyoaktif maddeler meteorolojik koşullara ve genel sirkülasyona bağlı olarak dağılır ve gecikmeli bir şekilde yeryüzünün değişik kesimlerinde etkili olur. Bu dağılımda en önemli etken meteorolojik koşullardır.
Turkish - English dictionary

döküntü

(Turkish - English dictionary) :
1. discarded remnants, scraps. 2. those left behind when a group has been dispersed, stragglers. 3. shiftless and disreputable drifters. 4. skin eruption, exanthema. 5. reef (of rock).