enflasyon


Results for "enflasyon"

Dictionary of Economics

GİZLİ ENFLASYON

(Dictionary of Economics) :
Fiyatların düşük düzeyde artış gösterdiği bir ortamda, tasarruflarda ortaya çıkan değer azalmasının mevduat faizleri ile dengelenmesidir.
Dictionary of Economics

HİPERENFLASYON

(Dictionary of Economics) :
Enflasyon hızının çok yükselmesi haline denir. Bu durumda paradan kaçış başlar. Çünkü paranın değeri neredeyse her gün, hatta her saat düşmeye başlar. Hangi fiyat artış oranından sonrasının hiperenflasyon sayılacağı konusunda üzerinde anlaşılmış bir rakam yoktur. Hiperenflasyon ortamında fiyatlarla birlikte parasal ücretlerde hızla artar, ama gerçek ücretler hızla düşer. Birinci Dünya Savaşından sonraki ünlü Alman hiperenflasyonunda insanların maaş ve ücretleri kamyonla getirilen paralarla ödeniyor, yine de yaşam standardı düşüyordu. Hiperenflasyonun başlıca nedeni para arzının başdöndürücü bir hızla yükselmesidir.
Dictionary of Economics

KAİME ENFLASYONU

(Dictionary of Economics) :
Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında altın paraya çevrilebilir kağıt para olarak ortaya çıkan kaimenin, Abdülazizin tahta çıkmasıyla birlikte altın karşılığının olmamasına rağmen, miktarının önemli ölçülerde artırılması sonucu oluşan enflasyondur. Abdülaziz çağının devlet adamları, sadece mürekkep ve matbaa masrafıyla elde edilen bu kağıt paradan fazla miktarda bastırınca, halkın kaimeye olan güveni sarsılmış ve alış-verişlerde kullanılamaz hale gelmiştir. Dükkanların kapanmasına yol açan bu uygulama dışarıya borçlanılarak ortadan kaldırılmıştır.
Dictionary of Economics

KREDİ ENFLASYONU

(Dictionary of Economics) :
Bankalardaki toplam mevduat ve toplam kredi miktarının banknot emisyonunu aşması durumu. İlk olarak H.Withers ve W.Bagehot tarafından teşhis edilmiştir. Withers, Paranın Anlamı isimli kitabında, bankaların çekli ödeme sistemi ve kliring işlemleri sayesinde mevduata bağlı kalmaksızın kredi oluşturabileceklerini ileri sürmüştür. Mevduatı Kredi Oluşturur olarak da adlandırılan bu olay kısaca şöyle gerçekleşmektedir; bankalar açtıkları krediyi genellikle ilgiliye nakit olarak ödememekte, hesabına kaydetmektedir. Krediyi alan kişi, bunu çek keşide ederek kullanmakta, çekin lehdarı alacağını kendi bankasındaki hesabına geçirmektedir. Mevduatı bu şekilde çoğaltan banka, bir başka müşterisine kredi açma fırsatını elde etmektedir. Böylece vezneden para çıkmaksızın kayden zincirleme ödeme yapabilmekte, kredi hacmi genişledikçe mevduat hesapları kabarmaktadır. Mevduat kabardıkça, yeni kredi tahepleri karşılanabilmektedir. Böylece bütün ödemeler banka mekanizması içinde dışarı para sızmadan gerçekleştiği takdirde her mevduat artışı kendinden kat kat üstün kredi artışına yol açabilmektedir.
Dictionary of Economics

KRONİK ENFLASYON

(Dictionary of Economics) :
Kamu harcamalarının sürekli artması, gelirlerin üretimdeki artışla orantısız oluşu, sürekli bütçe açıkları, yatırım finansmanının sürekli emisyonla karşılaşması gibi nedenlere bağlı olarak fiyatlar genel düzeyinin sürekli artış göstermesi. Kronik enflasyon sürecinde para genellikle tasarruf aracı olma niteliğini önemli ölçüde kaybeder. Tasarruflar döviz, altın ve gayrimenkule doğru kayar. Ekonomide ciddi istikrarsızlıklara yol açan kronik enflasyon, sosyal yapıda da önemli tahribata neden olmaktadır.