suppose


Results for "suppose"

English - Turkish Dictionary

be supposed to

(English - Turkish Dictionary) :
1. beklenmek: You´re supposed to stand up when he walks in. O girdiğinde ayağa kalkmanız bekleniyor. 2. gerekmek, lazım olmak: You´re not supposed to be here. Burada bulunmaman gerek. 3. zannedilmek, farzedilmek: We´re supposed to be rich. Bizi zengin zannediyorlar./Güya zenginmişiz. 4. -e yaramak: What´s this machine supposed to do? Bu makine neye yarar? 5. izin verilmek: You´re not supposed to leave the campus this weekend. Bu hafta sonu kampustan ayrılmana izin yok.
English - Turkish Dictionary

presuppose

(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. (bir şey) mantıken (başka bir şeyi) gerektirmek, -in var oluşuna dayanmak: Prayer presupposes God. Dua için Allahın varlığı gerek. This course presupposes a knowledge of Latin. Bu ders için Latince bilmek gerek. 2. -in var olduğunu farzetmek, -i varsaymak.
English - Turkish Dictionary

suppose

(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. zannetmek, sanmak: I suppose they´re in Muğla by now. Şimdi Muğla´da olduklarını zannediyorum. I suppose so. Galiba öyle. They supposed themselves to be defending democracy. Kendilerinin demokrasiyi savunduklarını zannettiler. 2. farzetmek, varsaymak: Let´s suppose that the monarchy has been abolished. Krallığın lağvedilmiş olduğunu farzedelim.
English - Turkish Dictionary

supposed

(English - Turkish Dictionary) :
s. zannedilen, farzedilen.
English - Turkish Dictionary

supposedly

(English - Turkish Dictionary) :
z. güya, sözümona: He´s supposedly a great scholar. Güya büyük bir âlim.