eğik
VEGİK
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Davar yürürken karnından çıkan ses.
EĞİK RÜYET
(Meteorological Glossary) :
(OBLIQUE VISIBILITY) [i]Ufka doğru eğimli görüş hattı boyunca, belli bir referans noktasının çıplak gözle görülebileceği ve tanımlanabileceği en uzak görüş uzaklığıdır.
hindiba (güneğik)
(Plants Glossary) :
Hindiba familyasının örnek bitkisidir. Çiçekleri sarıdır. Yaprakları az ve küçüktür. Sapı yoktur. Kökü uzundur. Kökünün dışı beyaz, içi esmer renktedir. Sütlü, acı bir suare ifraz eder. Yaprakları haşlanıp, salata gibi yenir. Kökü de, dövülerek kahve yapılır veya kahveye karıştırılır. Lezzeti mayhoşumsudur. Ak ve kara olmak üzere iki çeşidi vardır. Hekimlikte yaprakları ve kökü kullanılır.Faydası : İdrar söktürür. Egzama, güneş yanıkları, akrep ve arı sokmasında faydalıdır. Balgam söktürür. Nikris ağrılarını dindirir. Böbreklerdeki kumların dökülmesine yardımcı olur. Vücuda kuvvet verir.
eğik
(Turkish - English dictionary) :
1. bent down. 2. inclined, sloping down, slanted. 3. geom. oblique.
eğiklik
(Turkish - English dictionary) :
inclination, obliquity.