felç
felçli
(Turkish - Kurdish Dictionary) :
falincî, şeple, kûd, şaht.
FELÇ
(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. İnme, nüzul. 2. mec. (Bir iş) İşleyemez olmak: Kar bastırınca trafik felce uğradı.
FELC
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Nüzul, inme. Vücudda bir kısmın veya çok kısımların hareket etmekten âciz kalışı. * İki kısma yarılmak. * Küçük nehir. * Fevz, zafer.
FELCES
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Haris kimse. * Baldırı ve mak'adı zayıf olan kadın.
FELÇ / FELÇLİ
(Dream Dictionary of Phrase) :
Felç hastalığınhdan kurtulduğunu görmek günahtan kaçınmaya, daha önce işlenen günahları telafi edecek hayırlı işler yapmaya, zorluktan ve sarsıcı durumlardan sonra huzur ve mutluluğa; hayırlı işlerde başarıya, Beyin felci olduğunu görmek akıl ve hafıza aazalmasına, dilinin felç olduğunu görmek gybet ve dedikodu yapmaktan kurtulmaya, el ve kol felci yardım ve iyilik yapma imkanlarının azalmasına, kalp felci ibadet ve zikirden uzaklaşmaya, bacak felci işlerin sonununun arzu ettiği gibi olmayacağına delalet eder.