gayret


Results for "gayret"

Ottoman - Turkish Dictionary

TEZYİD-İ GAYRET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Gayreti artırma.
Dream Dictionary of Phrase

GAYRET / GAYRETE GETİRMEK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Her türlü meşru gayret başarıya, yüzün gülmesine delalet eder. ( Gayrete Getirmek için Bakınız; Teşvik Etmek.)
Islamic Glossary

GAYRET

(Islamic Glossary) :
Bir kimseden fâidesi bulunmayan, zararlı olan bir şeyin ayrılmasını istemek, böyle şeylerireddetmek, kabûl etmemek.Allahü teâlâ mü'min kuluna gayret eder. Mü'min de mü'mine gayret eder. (Hadîs-işerîf-Berîka)Malını; haramda, zulümde, İslâmiyet'i yıkmada, bid'atleri ve günâhları yaymakta kullananınmalının yok olmasını istemek de hased olmaz din gayreti olur. (Muhammed Hâdimî)İlmini; mal, mevkî ele geçirmek, günâh işlemek için kullanan din adamından ilmin gitmesiniistemek gayret olur. (Hâdimî)
Islamic Glossary

Gayret-i İlâhiyye

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın kullarından beğenmediği hallerin ayrılmasını istemesi, böyle şeylere rızâgöstermemesi.Önceki ümmetlerde kibir sâhibi birisi, eteklerini yerde sürüyerek yürürdü. Gayret-iilâhiyyeye dokunarak, yer bunu yuttu. (Hadîs-i şerîf-Berîka)Yûsuf aleyhisselâmın şerbetçiye; "Sultanın yanında benim ismimi söyle" demesi gayret-iilâhiyyeye dokunarak birkaç sene zindanda kalmasına sebeb oldu. (Muhammed Hâdimî)Dâvûd aleyhisselâm, duâ ederken; "Yâ Rabbî! Evlâdlarımdan bir kaçının namaz kılmadığıhiçbir gece yoktur ve oruç tutmadığı hiçbir gün geçmemiştir" demişti. Dâvûd aleyhisselâmın busözü gayret-i ilâhiyyeye dokundu ve Allahü teâlâ; "Ben dilemeseydim, k uvvet ve imkânvermeseydim, bunların hiçbiri yapılamazdı" buyurdu. (Muhammed Hâdimî)
Turkish - English dictionary

gayret

(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. effort, energy, perseverance. 2. arduous effort, endeavor, exertion; zeal. 3. protective feeling. G! Keep at it!/Persevere! dayıya düştü. colloq. It´s time for an expert to take over. ine dokunmak to be stimulated to greater effort. etmek to endeavor, try hard, do one´s best. e gelmek 1. to set to with a will, start to work in earnest. 2. to become enthusiastic, get steamed up. e getirmek /ı/ to rouse (someone) to action. göstermek to give one´s all, try one´s hardest. vermek /a/ to encourage.