görüntü


Results for "görüntü"

Philosophical Dictionary

Görüntücülük.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Hayaletçilik, Fr. Fantasmatisme). Usun algıladığını gerçeğin kendisi saymayıp görüntüsü sayan öğretilerin genel adı... ilk görüntücü sayılabilecek olan antık çağ Yunan düşünürü Demokritos (İ.Ö. 460-350) şöyle der: "Bilginin iki biçimi var: Gerçek olan ve görüntü olan. Görme, işitme, koklama, tat alma ve dokunma bize görüntüyü verir. Gerçekse göremeyeceğimiz, işitemeyeceğimiz, koklayamayacağımız, tadamayacağımız ve dokunamayacağımız kadar derindedir. Kullanılageldiğine göre renkli, tatlı, yumaşak vardır. Gerçekteyse var olan atomlarla boşluktur. Algıladığımız zaman değil, tersine, algılayamadığımızzaman gerçek ortaya çıkar"... Antik çağ Yunan düşünürü Berkeley gibi idealistler bu anlamda görüntücüdürler. bkz. Us, Usçuluk, Görme, Duyumculuk.
Meteorological Glossary

UYDU RESİMLERİ/GÖRÜNTÜLERİ

(Meteorological Glossary) :
(SATELLITE PICTURES) [i]Tropikal sistemlerin gelişmesi, cephesel sistemlerin hareketi ve su buharı akışı gibi bilgileri açığa çıkaran, hava uydularından alınmış resimler. Bu resimler/görüntüler hava tahminlerinin hazırlanması sırasında istidlalcilere oldukça büyük yarar sağlar. Uydu görüntüleri görülebilir (visible) veya infrared (IR) olmak üzere iki şekilde alınabilir. Gündüz, görülebilir resimler daha iyi sonuç verirken, gece ve özellikle de sıcaklık (bulut tepe sıcaklıkları gibi) söz konusu olduğunda infrared görüntüler daha anlamlıdır.
Turkish - English dictionary

görüntü

(Turkish - English dictionary) :
1. phantom, specter, apparition. 2. phys. image. 3. cin., television image, picture. 4. math. image.
Turkish - English dictionary

görüntüleme

(Turkish - English dictionary) :
putting on film; televising.
Turkish - English dictionary

görüntülemek

(Turkish - English dictionary) :
/ı/ to render in visual images; to film; to televise.