göç


Results for "göç"

Sociological Dictionary

BEYİN GÖÇÜ [İng. Brain Drain]:

(Sociological Dictionary) :
Kavram sosyolojik ve ekonomik açıdan ele alınmakta, kalkınmada insangücü sorunu açısından değerlendirilmektedir. Nitelikle insangücü kaybı sözkonusu olduğundan kalkınma sekteye uğramaktadır. (Bkz. Eğitim, Eğitimde Hasıla)Bir başka açıdan beyin göçü, nitelikli insangücünün ülkesinin sosyal ve ekonomik kalkınma gayretleri ve menfaatleri karşısında pasifleştirilmesi sürecidir.Beyin göçü ile işgücü ihracını birbirine karıştırmamak gerekir. Beyin göçüne konu olanlar işgücünden ziyade insangücü kavramı içinde düşünülür. Göç alan ülkeler, göç aldıkları insangücünün eğitim maliyetine katlanmadıklarından eğitimde tasarruf yapmış sayılırlar. Çekim gücüne sahip gelişmiş ülkelerde bu tasarruflar dah üretken alanlarda araştırma ve geliştirme kullanılır. Göç veren ülkelerde ise eğitimin maliyeti, insangücü kaybı dolayısıyla yükselmektedir.Beyin göçü üç şekilde ele alınabilir. Gelişmemiş ülkelerden gelişmiş ülkelere, gelişmekte ve gelişme gücüne sahip ülkelerden gelişmiş ülkelere, gelişmiş ülkelerden yeni gelişmiş ülkeler doğru beyin göçü..Gelişmiş ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru beyin göçü, daha ziyade beşeri kapitalin milletlerarası dolaşımıdır. (Brinley, T., 1967) Bu tasnifte önemli olan gelimekte olan ülkelerin beyin göçü dolayısıyla karşılaştıkları sorunlardır. (Seehan, J., 1973, Johnson, H. G., 1965, Grubel, G. H. and Scoott, A. D., 1966)Beyin göçünü doğuran sebepler arasında aşağıdaki maddeler sayılabilir:- Sayı ve nitelik olarak eğitilen insangücü ile talep edilen insangücü arasındaki dengesizlik,- Vasıfları belirli işlere farklı ülkelerde farklı ücret seviyelerinin uygulanması, - Maddi tatminsizliğin yanısıra, manevi tatminsizlik, - Gelişmekte olan ülkelerde istihdam imkanlarının yetersizliği,- Gelişmiş ülkelerin ilimde, teknolojik yenilenmede, araştırma ve geliştirmede çekimmerkezi rolüne sahip olmaları,- Siyasî ve ekonomik istikrarsızlıklar, - Mevcut eğitimi sisteminin gelişmiş ülkeler için pazar olabilme özelliği,- Eğitimin muhteva olarak "milli" olamaması dolayısıyla doğan kültürel yabancılaşma,- Ülke gerçeklerinden habersizliği doğuran yabancı dille eğitim ve öğretim,- Kitle haberleşme araçlarının tesirliliği.
Sociological Dictionary

GÖÇEBELİK [İng. Nomadism]:

(Sociological Dictionary) :
Yılın belirli sürelerinde, belirli yönlerde veya sürekli olarak yer değiştirmedir. Göçebelik tam ve yarı göçebelik olarak ikiye ayrılmaktadır. Tam göçebelikte dar ve geniş çevre istismarcılığı yagındır. Yarı göçebelik ise; bizim kültürümüzde olduğu gibi zaman zaman yer değiştirmenin hayırlı ve bereketli olacağı düşüncesine dayanmaktadır.Türk kültür ve medeniyet tarihinde, yarı göçebeliğin ve yerleşik hayatın birlite görülmesi, bazı tarihçilerin göçebeliği ve yerleşik hayatı mutlak olarak birbirini takip eden evrelerle ele almaları fikrine ters düşmektedir. Yarı göçebeliğe konar-göçerlik de denmektedir. Köy topluluğu ile göçebe topluluklarını birbirine karıştırmamak gekir. Türkiye'deki göçebe topluluklar aşiretler şeklinde görülmektedir. Bunlar gayrî resmî ve kademeli bir teşkilâta sahiptir. Kademe, kabile, oba ve çadırlardan meydana gelir. Yerleşik köy topluluğunda olduğu gibi göçebelerde de menkul, gayri menkil, toplu ve özel mülkiyet şekilleri görülebilmektedir. (Kafesoğlu İ, 1983, Baykara, T., 1984, Ögel, B., 1978)
Medicine and Hematology Glossary

antiphagocytic

(Medicine and Hematology Glossary) :
antifagositik
Medicine and Hematology Glossary

egocentric

(Medicine and Hematology Glossary) :
egosentrik
Medicine and Hematology Glossary

encephalomeningocele

(Medicine and Hematology Glossary) :
ensefalomeningosel