halk


Results for "halk"

Sociological Dictionary

DEMOKRASİ [İng. Democracy] (Demos=halk, Kratos=kuv

(Sociological Dictionary) :
Millet işlerinin görülmesi için gerekli siyasi kurumları tespit etme ve bu kurumların işleyişini sağlayan kanunları yapma yetkilerini halkın elinde bulunduran rejimin adıdır. Halkın kendi kendisini idare etmesidir. Halk yetkilerini kullanırken ya doğrudan ya da temsili olarak davranır. Antik Demokrasilerde site yönetiminde kadınlar ve köleler hariç daha ziyade doğrudan doğruya bir yönetim sözkonusu idi.Demokrasilerdedaha çok geçerli olan temsili s stemdir. Yeni çağ demokrasilerinde bu dikkati çekmektedir. Hz. Peygamberin Veda Huutbesi, İngiltere'de Magna Carta hareketi amerikan ağımsızlık savaşında yayınlanan 1776 tarihli bağımsızlık Beyanamesi, Fransız İhtilâlinin doğurduğu sonuçlar demokrasinin gelişmesine hız katmıştır. Zaman zaman Avrupa'da demokrasi dışı akımlar güç kazanmışsa da demokrasi insanlığın en üstün yönetim rejimi olarak dikkati çekmektedir. 1980'li yılların sonlarında Sovyetler Birliği'nin isim değiştirmesi ve Doğu Blokunda demokrasi ve milliyetçilik rüzgarlarının esmesi, dünya çapında demokrasiye güç katmıştır.Demokrasi bir fazilet rejimidir. İktidar ve muhaleet, siyasi partiler seçimle teşekkül etmiş meclis, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Teşkilâtlanma, serbest teşebbüs, din ve vicdan,seyahat,basın yayın ve düşünce hürriyeti demokrasinin güç kaynaklarıdır.Demorasi bir devletin otoritesi altında yaşayan bütün kişilerin renk, cinsiyet ve etnik fark gözetilmeksizin, iradelerinin gerçek ve serbest belirtilmesi ile tecelli eder. Demokrasi bir zümre veya sosyal grup egemenliği değildir. Demokrasi önceden belirli, tespit edilmiş, çoğu kere kuvvetler ayrılığına dayalı belirli kurallara sahip yaşama tarzıdır.Demokrasiyle sağlanan hürriyetlerin de sınırları vardır: Hürriyetlerin kötüye kullanılması yasalarla düzenlenir. Demokrasiyi yıkma hürriyeti ise kabul edilemez. İslâm ve demokrasi birbirine zıt kavramlar değildir. Özellikle Türk Tarihi demokrasi örnekleriyle doludur. Osmanlı yönetimialtında Türk ve Müslüman olmayanlara tanınan haklar, o çağlarda bunun en büyük delilleridir.Demokrasi temel hak ve hürriyetlerin teminatıdır. Mecut siyasî ve idarî sistemler içinde en az mahzurlu olanıdır. (Türk ansiklopedisi C. 13, Başgil, A. F., 1942)
Sociological Dictionary

HALK [İng. People]:

(Sociological Dictionary) :
Aynı ülkede yaşayan, ortak menfaatleri bulunan, bir arada olmaları tesadüfî olmaktan uzak, sürükli, teşkilââtsız ve yaygın bir gruptur. Halk kavramı, aynı zamanda idare edilen "ahali" anlamında kullanıldığı gibi, aynı yerde toplanmış kimselere de denir. Köy halkı, ev halkı vs. Halkın birleşmesi ve ortak hareket edebilmesi ve halkı vs. Halkın birleşmesi ve ortak hareket edebilmesi ve kollektif davranışta bulunabilmesi kitle haberleme araçları ile mümkündür.Ziya Gökalp, halk mefhumunu ümmet ve millet kavramlarından ayırmıştır. (Bkz. Millet, Ümmet) Z. Gökalp'e göre halk kelimesi Fransızcadaki "people" karşılığı olarak kullanıldığı gibi; bir devletin teb'ası olarak ve millet anlamında da kullanıldığı görülmektedir. Gökalp, bu kavramları birbirinden ayırmak için hak kelimesini, milletin güzideler (seçkinler) dışındaki kısmı için kullanmayı uygun bulmuştur. (Gökalp, Z., 1981)
Sociological Dictionary

HANEHALKI [İng. Household]:

(Sociological Dictionary) :
Bir ülkede, şehirde veya yörede ortalama olarak bir hanede yaşayan insan sayısıdır. Hanehalki sayısı sanayileşme ve şehirleşme sürecine paralel olarak, şehir niteliği taşıyan yörelerde azalmakta, kır niteliği taşıyan tarım ve hayvancılıkla uğraşılan yörelerde ise artmaktadır. Hanehalkı sayısı sosyal gelişmişlik göstergelerinden bir olarak kabul edilmektedir. (Bkz. Sosyal Gelişmişlik göstergelerinden biri olarak kabul edilmektedir. (Bkz. Sosyal Gelişme, Şehirleşme, Sanayileşme)
Dictionary of Economics

HALKA AÇIK ANONİM ORTAKLIK HALK BANKASI

(Dictionary of Economics) :
1938de kuruldu. Amacı esnaf, küçük sanat erbabı ve küçük sanayicilerin mesleki ihtiyaç kredilerini sağlamaktır. 1964 yılında iktisadi devlet kuruluşu olmuştur. Sermayesinin yüzde yetmiş sekizi Maliye Bakanlığına, yüzde onu belediyelere, kalanı da bankalara ve öteki şahıslara aittir.
Dictionary of Economics

HALK KAPİTALİZMİ

(Dictionary of Economics) :
Özellikle 20. yüzyılda sanayi şirketleri doğrudan doğruya fon toplamaya çalıştılar. Bir başka ifadeyle, tasarrufların yatırıma ve işletme sermayesine dönüşmesinde bankaların yanısıra sermaye piyasaları da önem kazanmaya başladı. Şirketler halkın tasarruflarını kendilerine çekebilmek için hisse senedi çıkararak onları şirketlerine ortak etmeye başladılar. Böyle şirketlerin bir kısım hissesi küçük parçalar halinde binlerce insana daılmış oldu. Mülkiyetin bu biçimde yayılması, kimilerinin kapitalizmin artık halk kapitalizmine dönüºmüº olduğu düşüncesine varmasına yol açmıştır. Bu terime karşı çıkanlar ise, şirketlerin yönetim ve kararlarında bu küçük hisse sahiplerinin etkili olamadığını, ayrıca bu hisselerle büyük gelirler elde edilmediğini, dolayısıyla halk kapitalizmi teriminin bir aldatmaca olduğu görüşünü öne sürmektedirler.