hara
HARABİYET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Harabî) Yıkılma. Yıkılış. Parçalanıp dağılış. Zillet ve sefalet içinde
HARABOLMAK
(Dream Dictionary of Phrase) :
Bir kentin harabolması yöneticisinin vefatına yahut halka eziyet etmesine, Bir yerin harabolması orada yaşayanların dağınık ve perişanlığına, Şehrin deprem yahut başka bir sebeple harap olması ileri gelenlerin başlarına gelecek musibete yahut birinin veffatına, Evin duvarlarının sey sularına kapılıp gitmesi evinin hanımının vefatına, evin tavanının çökmesi musibet, sıkıntı ve şiddete, Harap bir yerin mamur olması kötü halden iyi bir duruma geçmeye, Ev, işyeri ve yaşanılan ortamda gözlenen her çeşit hasar durumu üzüntü, keder ve beklenmedik olumsuz gelişmelere delalet eder.
haraç
(Turkish - German Dictionary) :
e Kopfsteuer.
haraç
(Turkish - Kurdish Dictionary) :
xugî, xerac.
HARAÇ
(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Eskiden Müslüman olmayanlardan alınan verginin adı. 2. Birinden zorbalıkla alınan para.