hava


Results for "hava"

Turkish - Kurdish Dictionary

hava

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
hewa.
Turkish - Turkish dictionary

HAVA

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Atmosferi oluşturan, bütün canlıların solunumuna yarayan, renksiz, kokusuz gaz karışımı. 2. İklim: Buranın havası çok sert. 3. Gökyüzü: Hava bulutlu. 4. Zevk, alem. 5. Ezgi, melodi: Uzun hava. 6. Durum, ortam: Toplantının havası değişti.
Ottoman - Turkish Dictionary

HAVA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hevâ) Hava. Dünyayı çeviren atmosfer. Cevv. Yer ile gök arası. * Hafif yel. * Bir binanın üzerine kat çıkma hakkı. * Bir yerin hâli ve sıhhat bakımından durumu. * Müzikte ezgili ses, sadâ.
Meteorological Glossary

HAVA

(Meteorological Glossary) :
(AIR) [i]Atmosferi oluşturan gazların karışımı. Kuru havayı oluşturan temel gazlar: Nitrojen- % 78.09, Oksijen- % 20.946, Argon- % 0.93 ve Karbondioksit- % 0.033. Meteorolojik açıdan en önemli gaz su buharıdır.
Dream Dictionary of Phrase

HAVA

(Dream Dictionary of Phrase) :
Ayakları yerden kesik vaziyette havada dikilmek geçici olarak şeref ve makam sahibi olmaya, Havada olduğunu görmek yolculuğa, bir işi yapmakta gösterilen kararsızlığa, Havadan yere düşmek iş ve meslekte gerilemeye yahut üzüntüde olanın bundan kurtulmasınna, Hava insanın nefsine, büyüklenmeye, Yerle gök arasında, ayakta dikilerek irticalen konuştuğunu görmek şeref ve nimete, Havanın açılması sevinç ve mutluluğa, kararması üzüntü ve kedere, Gündüzün havanın ansızın kararması orada meyadan gelecek sıkıntılı bir duruma, Havanın yavaş yavaş karaması yağmur yağmasına, Havaya yükselmek, uçmak yahut bir araçla yukarı çıkmak manevi rütbeye delalet eder.