hay


Results for "hay"

Islamic Glossary

HAYÂ

(Islamic Glossary) :
Utanma, âr, nâmus. Çirkin şeylerden sıkılma veya edebe uymayan bir şeyin meydanagelmesinden dolayı kalbde meydana gelen rahatsızlık.Hayâ îmândandır. Îmânı olan Cennet'tedir. Fuhuş kötülüktür. KötülerCehennem'dedir. (Hadîs-i şerîf-Et-Tergîb vet-Terhîb, Buhârî)Hayâ ile îmân, berâberdirler. Biri gidince, diğeri onu tâkib eder. (Hadîs-işerîf-Nisâb-ül-Ahbâr)Allahü teâlâdan hayâ ediniz! Hakîkî mânâda Allahü teâlâdan hayâ etmek, kötüdüşüncelerden uzak durmak, helâl lokma yemek ve ölümü hatırlamaktır. Âhireti isteyenlerdünyânın zînetinden süsünden uzaklaşır. İşte bunları yapmak, Allahü teâlâdan hakkıylakorkmak demektir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, Taberânî)Cennet'e gitmek isteyen uzun emel sâhibi olmasın. Dünyâ işleri ile uğraşması ölümüunutturmasın. Harâm işlemekte Allah'tan hayâ etsin. (Hadîs-i şerîf-Berîka)Hayâsız insan, halk içinde çıplak oturan kimse gibidir. (Hazret-i Ebû Bekr)Cebrâil aleyhisselâm, aklı, hayâyı ve îmânı Âdem aleyhisselâma getirdi ve dedi ki: "YâÂdem! Allahü teâlâ hazretleri selâm eder, sana getirdiğim şu üç hediyenin birini kabûl etsin"dedi. "Âdem aleyhisselâm aklı kabûl eyledi. Cebrâil aleyhisselâm, îmâ n ile hayâya; "Siz gidin"deyince, îmân dedi ki: "Allahü teâlâ bana emreyledi ki, akıl nerede ise, sen de orada ol!" Ondansonra hayâ da aynı şekilde, Allahü teâlâ tarafından emrolunduğunu beyân ederek, her ikisi deakıl ile berâber Âdem aleyhisselâmda kaldı. Allahü teâlâ kime akıl verirse, hayâ ile îmân daonunla berâberdir. Aklı olmayanın ne hayâsı, ne de îmânı vardır. (Süleymân bin Cezâ)Kul hayâ sâhibi olduğu zaman, hayır ve iyi işlere yapışır. Hayâ kalbe yerleştiğinde, nefsinarzû ve istekleri ondan uzaklaşır. (Ebû Süleymân-ı Dârânî)Allahü teâlâdan hayâ etmeyen kimse, insanlardan da hayâ etmez. (Zeyd bin Sâbit)Âfetlerin evveli, cehâlet, bilgisizlik, sonra nefsin arzû ve isteklerine meyletmek, sonrahayâyı terk etmektir. (Sehl-i Tüsterî)Hayânın en kıymetlisi, Allahü teâlâdan utanmaktır. Ondan sonra Resûlullah'tan (sallallahüaleyhi ve sellem) hayâdır. Daha sonra insanlardan hayâ etmek gelir. (Muhammed Hâdimî)
Turkish - English dictionary

haya

(Turkish - English dictionary) :
testicle, testis.
Turkish - English dictionary

hayâ

(Turkish - English dictionary) :
shame; modesty, bashfulness.
Ottoman - Turkish Dictionary

HAYA-HUY

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Çığlık, vâveyla. * Çalıp eğlenmeden çıkan gürültü, ses.
Ottoman - Turkish Dictionary

HAYADAR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Utangaç, çekingen, mahcub.