ilke


Results for "ilke"

Philosophical Dictionary

İlkel Toplum.

(Philosophical Dictionary) :
bkz. Tarihsel Özdekçilik.
Philosophical Dictionary

İlkel.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. İptidaî, Fr. Primitif, Al. Primitiv, İng. Primitive, İt. Primitivo). Zamanda en eski olan... bkz. ilk, İlkelcilik.
Philosophical Dictionary

İlkelcilik.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. İptidaiyye, Fr. Primitivisme). İlkellik özlemini ilke edinen öğretilerin genel adı... Bu özlem Hesiodos'ta olduğu gibi zamansal ilkelcilik (Fr. Primitivisme culturelle) biçiminde belirebilir. Birincisi en eski tarih günlerinin en iyi olduğu, ikincisi uygarlığın insan doğasını bozduğu düşüncesini ileri sürer. bkz. İlkel
Philosophical Dictionary

Özdeşlik İlkesi.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Ayniyyet nazariyesi, Fr. Principe de I'identite). Kavramların ve yargıların ayırt edilmesini ve uslamlamanın her anında aynı anlamda kullanılmasını doğru uslamlama için yasa sayan mantık ilkesi... alman düşünürü Leibniz'in önce spekülâtif metafiziğinde ileri sürüp sonra mantığa uyguladığı bu ilke Leibniz'in Latince deyimiyle, Principium identitatis indiscernibilium (Ayırt edilemeyenlerin özdeşliği ilkesi) adını taşır. Bu ilkenin geçerliği soyut mantık alanındadır ve nesnel gerçekliğe uygulanamaz. Bilgi sürecinde kimi durumlarda nesnel gerçekliğin soyutlanıp idealize edilmesi zorunlu ve yararlıdır. Oysa metafizik düşünce sistemi bu soyutluğu nesnel gerçekliğe de uygulayarak şu yanlış sonuçları çıkarır: Eğer bir şey kendisinden başka bir şey olamıyorsa değişme yok demektir. Değişme olamyınca da her şey durgun, sınıflanmış (kategorik) ve hiyerarşik olarak derecelendirilmiştir. Her şey bugünkü durumlarında yaratılmış ve yaratıldıkları andan beri de aynı kalmıştır... Özdeşlik ilkesi biçimsel mantığın aç ana kuralından biridir ve (A=A) olarak gösterilir. A, A'ya eşittir ve hiç bir zaman B olamaz. Oysa Hegel, bu varsayımın tam tersini, A'nın hiç bir zaman A'ya eşit olamayacağını tanıtlamıştır... Özdeşlik ilkesinin topluma uygulanması, insanların nasılsalar öyle kalacakları düşüncesini verir. Güneş altında hiç bir şey değişmeyecektir. Ya da tarih bir tekrarlamadan ibarettir, hiç bir yenilik yoktur, dönüp dolaşıp hep bir aynı'lığa gelinir. Çağdaş fizik, özdeğin devim ve değişmeden ibaret olduğunu tanıtlamıştır. Devim, özdeğin oluş tarzıdır ve özdek kendiliğinden devim demektir. Devimsiz özdek ve özdeksiz devim hiç bir yerde olamamıştır.Durallık özdeğin özel bir görünüşüdür, metafizik anlayışın sandığı gibi, özdeğin niteliği değildir. En durgun görünen kayalar bile sürekli olarak devimsel atomlardan kuruludur. Fiziksel tanıtlamalar bir yana, sürekli değişmenin gerçekliği her an insanın gözleri önünde belirmektedir. Çocuklar doğar, küçükler büyür, büyükler kocar ve kocamışlar ölür. Hiç bir şey, olduğu gibi ve kendisiyle özdeş kalmaz. Tarih hiç bir zaman tekrarlanmamıştır ve güneşin altında eski kalabilen hiç bir şey yoktur. Herakleitos'un dediği gibi, aynı ırmağa iki kez girilemez, çünkü sular sürekli olarak akmaktadır. bkz. Devim, Mantık, Metafizik, Çelişme, Çelişme İlkesi, Üçüncü Durumun Olanaksızlığı, Eytişim, Metafizik Yöntem, Eytişim Yöntemi, Özdeşlik.
Philosophical Dictionary

Yeter neden İlkesi.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Sebebi kâfi mebdei, Fr. Principe de raison suffisante, Al. Satz vom zureichenden Grunde, İng. Principle of sufficient reason, İt. Principio die ragione sufficiente). Doğruluğu saptanan bir önermeden doğru sonuçlar çıkarılacağını dilegetiren mantık kuralı... Alman düşünürü Leibniz tarafından ileri sürülen bu ilke, yeterli bir varlık nedeni bulunmadan hiç bir şeyin varolamayacağını ya da her varolanın mutlaka yeterli bir varlık nedeni bulunduğunu dilegetirir. Leibniz'in amacı, bu kuralla Tanrının varlığını tanıtlamaktır. Leibniz'e göre Tanrı vardır, çünkü bir yeterli nedeni bulunmaktadır. bkz. teodise, İyimserlik, Öncel Düzen, Mantık.