iltifat


Results for "iltifat"

Ottoman - Turkish Dictionary

İLTİFAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Güzel sözle samimi olarak okşamak. Yüz göstermek. Teveccüh etmek. İyilik etmek. Lütfetmek. * Dikkat, itina. * Edb: Bir mevzu anlatılırken, o anda kalbe doğan bir ilham coşkunluğu ile -mevzu dışına çıkmadan- sözün ve hitabın yönünü değiştirme san'atıdır. Meselâ: (Asım'ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecekŞüheda gövdesi, bir baksana, dağlar taşlar.O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar.Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor,Bir hilâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor! Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker,Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.Mehmed Akif Ersoy)
Turkish - English dictionary

iltifat

(Turkish - English dictionary) :
,-tı 1. treating (someone) with friendliness. 2. colloq. compliment, remark intended to praise or please. 3. popular approval. etmek /a/ 1. to treat (someone) in a friendly way, be nice to (someone). 2. colloq. to compliment (someone). 3. to want, like, care for (something); to be interested in (something): Bu sene kadınlar kürk mantolara iltifat etmiyorlar. This year women aren´t interested in fur coats. Hamit felsefeye iltifat etmedi. Hamit didn´t concern himself with philosophy.
Ottoman - Turkish Dictionary

İLTİFATAT

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İltifatlar.
Turkish - English dictionary

iltifatçı

(Turkish - English dictionary) :
kind, friendly.
Ottoman - Turkish Dictionary

İLTİFATKÂR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İltifat eden, mültefit. Hal hatır sorup gönül alan.