indulge

Results for "indulge"

indulge
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. (sakınılması gereken bir şeye) teslim olmak: She indulged her desire for candy. Şeker yeme arzusuna yenildi. 2. in kendine bir şey yapma izni vermek: I haven´t indulged in a cigarette for a week. Bir haftadır sigaradan uzak duruyorum. 3. (arzu, rica v.b.´ni) yerine getirmek. 4. -e yüz vermek: Don´t indulge that naughty child. O yaramaz çocuğa yüz verme. 5. k. dili içki içmek.

indulgence
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. yüz verme, müsamaha. 2. in kendine (bir şey yapma) izni verme.

indulgent
(English - Turkish Dictionary) :
s. yüz veren, müsamahakâr.

self-indulgence
(English - Turkish Dictionary) :
i. kendi isteklerini frenlememe.

self-indulgent
(English - Turkish Dictionary) :
s. kendi isteklerini hiç frenlemeyen.

Last Searched Words

Turkish - English Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Religious Terms Dict.

Meteorolgy Terms Dict.

YAĞIŞ ENVERZİYONU

Turkish - Spanish Dict.

English - Turkish Dict.

Medical Terms Dict.

Economy Terms Dict.

AGRICUTTURAL LABOR PRODUCTIVITY

Economy Terms Dict.

Italiano - Turkish Dict.

Turkish - Germany Dict.

turp gibi

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (244574k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (110819k)

Turkish - French Dict.

açık (93916k)

Turkish - French Dict.

ırmak (87278k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (82104k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (75211k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (71645k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (69335k)

Turkish - French Dict.

çatı (67780k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (65469k)

Turkish - French Dict.

balık (64285k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (63535k)