MAHŞER


Results for "MAHŞER"

Islamic Glossary

MAHŞER

(Islamic Glossary) :
Haşr olunacak, toplanılacak yer. Kıyâmet gününde bütün mahlûkâtın (bütün canlıların)yeniden dirildikten sonra hesap için toplanacakları yer. Arasat Meydanı, Mevkıf.Allahü teâlâ Hacer-ül-esved-i kıyâmette mahşer meydânına getirecek, onun göreceğiiki gözü konuşacağı bir dili olacak ve kendisine istilâm yapanlara (el sürüp, öpenlere)hakkıyla şâhitlik yapacaktır. (Hadîs-i şerîf-Feth-ül-Bârî)Kıyâmet günü bütün canlılar mahşer yerinde toplanacak, her insanın amel defterleri uçaraksâhibine gelecektir. Bunları, yerleri, gökleri, zerreleri, yıldızları yaratan, sonsuz kudret sâhibiAllahü teâlâ yapacaktır. Bunların olacağını, Allahü teâlânın Resûlü sallallahü teâlâ aleyhi vesellem haber vermiştir. O'nun söyledikleri muhakkak doğrudur. Elbette hepsi olacaktır.(Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)Mahşer günü boynu bükük kalmamak istersen, cenâb-ı Hakka şükürden yüz çevirme.(Sâ'dî-i Şîrâzî)Mahşerde îmânı olup, ameli ve ahlâkı güzel olanlara mükâfât ve ihsânlar olacaktır. Kötühuylu, bozuk amellilere ise, ağır cezâlar verilecektir. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Islamic Glossary

RÛZ-İ MAHŞER

(Islamic Glossary) :
Mahşer günü, kıyâmet koptuktan sonra insanların diriltilip hesâb için toplandıkları gün,kıyâmet günü. (Bkz. Mahşer)Rûz-ı mahşerde insanlar mahşer yerinde toplanınca, hesaplarının bir an önce görülmesi için,bütün peygamberlerden kendilerine şefâat (yardım) etmelerini isterler. Her peygamber bir özür,bahâne ileri sürerek diğerine havâle eder. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâmagelinceye kadar böyle devâm eder. Peygamber efendimiz; "Ben herkesten önce şefâat ederimve herkesten önce benim şefâatim kabûl olur" buyurur. (İmâm-ı Gazâlî)İnsanlar rûz-i mahşerde, dünyâdaki işlerine göre haşr olunurlar. Bu zamanda mahlûkât,birbirine karmakarışık olur. İzdihâmın (kalabalığın) çokluğundan birbirlerinin ayaklarınabasarlar. Herkes günâhına göre ter içerisinde kalır. Bâzısı kulaklarına, b âzısı boğazına, bâzısıgöğsüne, bâzısı omuzlarına ve bâzısı dizlerine kadar hamamdaki gibi bir ter içinde bulunur.(İmâm-ı Gazâlî)