istika


Results for "istika"

Ottoman - Turkish Dictionary

İŞTİKAK

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Türemek. Bir kökten ayrılan kelimelerin asılları ve birbirleri ile olan münâsebetleri, meydana gelişleri. * Çatallaşmak. Yarılmış bir şeyin bir şıkkını almak. * Edb: Aynı kökten türemiş olan birkaç kelimeyi bir araya getirme sanatı. Misaller:(Edipler edepli olmalı, hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalı. İk.M.)(Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem. Mehmed Akif)
Automotive Industry Glossary

İstikamet çubuğu

(Automotive Industry Glossary) :
İstikamet çubukları tekerlek sarsıntılarının direksiyon kutusuna intikalini önleyen araçlar olup, boru veya çubuk şeklinde yapılmışlardır.
Islamic Glossary

İSTİKÂMET

(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın beğendiği, doğru, hak yolda bulunma.Kim ki hac eder, kötü söz konuşmaz ve istikâmetten ayrılmazsa, annesinden yenidoğmuş gibi, bütün günâhlarından sıyrılır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)Allahü teâlâ kendisine Hûd sûresinde; "Emr olunduğun gibi istikâmet üzere ol!"buyurunca, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, istikâmetin zorluğuna işâretle;"Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı" buyurdu. Yâsîn sûresinde; "Ey Resûlüm! Sen elbetteistikâmet üzeresin" buyurulunca, Resûlullah efendimiz rahatlamışlardır. (Seyyid Tâhâ)Kıyâmet günü Sırat köprüsünden geçebilmek için istikâmet üzere bulunmak gerekir.(Muhammed Hâdimî)İstikâmet, kerâmetin üstündedir. (İmâm-ı Rabbânî)Lâ ilâhe illallah kelimesini söylemekle kalb düzelir ve o kimsenin hâllerinde ve işlerindeistikâmet hâsıl olur. Zâhirin (bedenin) ve bâtının (kalb ile rûhun) istikâmeti ele geçince de,sonsuz seâdete kavuşulmuş olur. Zâhirin istikâmette olması demek , dindeki emir ve yasaklarauymaktır. Bâtının, kalb ve rûhun istikâmeti ise, hakîkî îmâna kavuşmaktır. Yüksek hocamız,hakîki îmânı, kalbi Allahü teâlâdan alıkoyan bütün fayda ve zararlardan temizlemektir, diyeaçıkladılar. (Ya'kûb-i Çerhî)
Turkish - English dictionary

istika

(Turkish - English dictionary) :
shoemaking slicker.
Turkish - English dictionary

istikamet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. (a) direction. 2. integrity, uprightness. vermek /a/ 1. to direct, assign a direction to. 2. to give guidance to.