kalıp


Results for "kalıp"

Turkish - Turkish dictionary

KALIP

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Herhangi bir şeye belirli bir biçim vermek için kullanılan ve o biçimi taşıyan araç: Pasta kalıbı. 2. Parça: İki kalıp sabun. 3. mec. Biçim, durum: Bin bir türlü kalıba girer o.
Turkish - Turkish dictionary

OKALİPTÜS

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. Toprağın suyunu emerek yerin bataklık duruma gelmesini önleyen ağaç.
Ottoman - Turkish Dictionary

ARUZ KALIPLARI

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Bak: Bahr)
Dream Dictionary of Phrase

KALIP

(Dream Dictionary of Phrase) :
Cismin yahut sıvının aldığı şekle göre tabir edilir sanayide kullanılan kalıplar kazanç ve ticarete, Kişinin bir kalıp içine girdiğini ve kalıba göre şekillendiğini görmek, belli düşünce kalıpları içinde kalmaya, dünyayı kendi dar görüşüyle yorumlamaya,, dar görüşlülüğe delalet eder.
Plants Glossary

Okaliptüs

(Plants Glossary) :
(Eucalyptusbaum / Heberbaum / Eucalyptus / Ökaliptüs / Sitma agaci) Haziran-temmuz aylari arasinda, mor renkli çiçekler açan büyük agaçlardir. Yaprak sekli bitkinin yasina göre degisir. Gençlerde sapsiz, oval, açik yesil; yaslilarda ise uzunca sapli, orak seklinde, derimsi ve koyu yesildir. Çiçekler morumsu kirmizi renkte olup, her bir yapragin koltugunda birkaçi bir arada bulunur. Meyve küçük ve çok miktarda tohum tasiyan oval sekilli bir kapsüldür. Ana vatani Avustralya olan bu agaç, halk arasinda sitma ve kinin agaci olarak da taninmaktadir.Anadolu'ya ilk defâ, Mugla vilâyetinin Fethiye kazâsinda Dalaman'da bir çiftlik kuran Misir Hidivi Abbas Hilmi Pasa tarafindan, süs agaci olarak sokulmustur. Diger taraftan Mersin-Adana demiryolu ugragindaki istasyonlarda 1886 yilinda Fransizlar tarafindan istasyon agaci olarak kullanilmistir. 1830'a dogru Avustralya'dan Italya'ya getirilen çesitli cins ökaliptüslerin kis olmasi dolayisiyla çogunlugu kurudugundan bu agacin yumusak iklimde yasamadigi kanaatine varildi. 1852'de Cezayir'de tekrar denendi. Daha sonra da Kuzey Afrika ve Güney Avrupa'da denenerek sicak mintikalarda yetisecegi anlasilmistir. 1893'te, Osmanli Devleti idâresinde bulunan Suriye'de M.H. Morel, Beyrut'taki mâlikânesinde çok miktarda ökaliptus yetistirmis ve bu mâlikânesine Lâtince olarak "Villâ Eucalypta (Ökaliptüs Köskü) adini vermistir. Çok miktarda ökaliptus bugün Afrika, Avrupa, Asya sicak iklimlerinde yetistirilerek, iktisâdî, sihhî maksatlarla dünyânin her kitasinda üretilmekte ve gün geçtikçe de ragbet bulmaktadir. Ökaliptus agaçlari, çok yüksek olan kâbiliyeti, fazla miktarda toprak suyunu alip havaya vermesi sâyesinde bataklik yerlerin kurutulmasinda insanliga olan hizmetlerinin taninmasini müteakip, yalniz Avustralya'da olan gelisme alani kisa bir zamanda çok genislemistir. Bir ökaliptus agacinin yilda ortalama 250 ton suyu alip havaya verdigi tecrübelerle anlasilmistir. 1938'den beri, yurdumuzun güney batakliklarinda da yetistirilmesine büyük önem verildi ve kisa zamanda çok ümit verici neticeler alindi. Tarsus'un Karabucak batakliginin kurutulmasiyla bölgede, sitma hastaliginin yayilmasinda önemli rol oynayan sivrisinegin nesli kesildi.Çesitleri: Yüzden fazla çesidi olmakla birlikte, taninmis ve önemli çesitlerinden bâzilari sunlardir:1. Eucalyptus alpina2. Eucalyptus amplifolia3. Eucalyptus amgydalina4. Eucalyptus andreana5. Eucalyptus calophylla6. Eucalyptus citriodora7. Eucalyptus cocciféra8. Eucalyptus cordata9. Eucalyptus cornuta10. Eucalyptus cosmophylla11. Eucalyptus diversicolor (Collossea)12. Eucalyptus globulus13. Eucalyptus gomphocephala14. Eucalyptus leucoxilon15. Eucalyptus robusta16. Eucalyptus rostrata17. Eucalyptus viminali18. Eucalyptus longifolia.Dünyânin birçok yerinde, bilhassa Brezilya'da, Kuzey Afrika veGüney Avrupa'da, Dogu ve Bati Asya'da bir zaman sitma saçarak insanlari ölüme sürükleyen korkunç batakliklar, bugün ökaliptus agacinin gölgesinde saglik ve varlik kaynagi olmustur. Ökaliptuslar, batakligi kurutarak etrafini da tarima elverisli hâle getirmektedir. Ökaliptus ormanlari, hava tesirlerini yumusatarak büyük rüzgârlara mâni olurlar, bitkilere zararli olan toz ve dumanlari tutarlar, firtina ve dolu zararlarini kismen önlerler. Üç yasindan büyük olan ormanlardaki çayir ve ot miktari da büyük ölçüde oldugundan, hayvanlarda verimi arttirmaktadir. Ayrica aricilikta da büyük faydalari görülmüstür. Ilk yillarda, aralarina misir ekilerek degerlendirilebilir. Yurdun güneyinde kurulan ökaliptus ormanlarindan, büyük ölçüde yakacak temin edilmektedir.Kullanildigi yerler: Tâze yapraklarinin su buhari ile distillenmesi sûretiyle elde edilen ökaliptus, muhtelif cila, kafuru, çam sakizi ve zamk, yine bir nevi vernik olan kokulu reçine îmâlinde kullanilmaktadir. Halk hekimliginde, özellikle solunum yolu hastaliklarinda tercih edilir. Öksürügü keser, bogaz ve burun iltihaplarini giderir. Idrar yollarini temizler. Hâricen deri üzerine sürülmek sûretiyle antiseptik olarak da kullanilir. Ökaliptus yapraklari dogrudan dogruya kaynatilarak kullanildigi gibi, yaginin tipta da pekçok faydalari vardir. Ilâç olarak veya kaynatma ile bugu, koku hâlinde de kullanilir. Yapraklar nefes darligi, kabiz, balgam söktürücü olarak, hasere sokmalarina, her nevî ateslenmeye, nezle, nevralji, bronsit, romatizma, seker, üremi gibi hastaliklarda, yag veya eksitilerek sirke, toz sabun, pudra ve mâcun seklinde kullanilir. Ayrica ökaliptus kabuklarindan, kino reçinesi adi verilen ve içinde bol miktarda tanen bulunan bir madde, kuru damitim yoluyla elde edilmektedir. Yine ökaliptus odununun kuru damitimiyla elde edilen diger ürünler; 100 kilo odundan; 25-27 kilo kömür, 7 kilo asit asetik, 2 kilo alkol metilen, 3 kilo katran elde edilebilir.