karanlık


Results for "karanlık"

Turkish - Kurdish Dictionary

zifiri karanlık

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
tipî tarî.
Turkish - Turkish dictionary

KARANLIK

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. 1. Işıksız yer veya bu yerin durumu: Karanlık oda. 2. Gereği kadar anlaşılıp bilinmeyen: Hastanın durumu karanlık. 3. Gizli, kapaklı: Karanlık işler çeviriyormuş.
Meteorological Glossary

ALACA KARANLIK IŞINLARI

(Meteorological Glossary) :
(CREPUSCULAR RAYS) [i]Gökyüzünde renkleri ve kontrastı değişen parlak ve koyu ışınlar. Atmosferde bulunan moleküller ve parçacıkların bu ışınları yansıtması sonucu görünür parlak hale gelirler. Kontrast, kuru duman, toz ve sis tarafından zenginleştirilir. Eğer öğleden sonra gözlemci ile güneş arasına cumulus tipi bir bulut gelirse o zaman bu ışınların görülme şansı yüksektir. Aynı olay, güneş ışınlarının bulut tabakası tarafından kırılması sonucu da görülür.
Meteorological Glossary

ALACAKARANLIK

(Meteorological Glossary) :
(TWILIGHT) [i]Akşamın gün batışından gece karanlığına kadar geçen süresi. Alacakaranlığın başlama ve bitiş zamanları üç değişik alanda kullanıma göre değişmektedir. Sivil yaşamda alacakaranlık; akşamleyin, güneşin batışından yolun veya karşıdan gelen arabanın görünmesi için arabaların lambalarının yakılmasına kadar geçen süredir. Denizcilik anlamında alacakaranlık; güneşin batışından parlak yıldızların doğması ve ufkun hala görülebiliyor olmasına kadar geçen süre, astronomik alacakaranlık ise; güneş ışıklarının atmosferin üst seviyelerinde ışımaya devam etmesiyle başlar, astronomik çalışmaların yürütülemeyecek kadar karanlık olmasına kadar devam eder. Tanımlamalara bakıldığında alacakaranlığın süresi kullanım alanına göre değiştiği gibi, enlem ve mevsimlere göre de değişiklik gösterir.
Meteorological Glossary

ALACAKARANLIK YAYI

(Meteorological Glossary) :
(TWILIGHT ARCH) [i]Güneş battıktan hemen sonra, batı ufkuna yaslanan, kırmızımsı veya sarımsı ışıklı ama hatları tam net olmayan parlak daire parçası.