kaza
Kazâ-i Muallak
(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın yaratılmasını şarta bağlı olarak takdîr ettiği ve şart meydana gelinceyarattığı şeyler.Kazâ-i muallakı hiçbir şey değiştiremez. Yalnız duâ değiştirir ve ömrü yalnız, iyilikartırır. (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn)Kazâ, iki kısımdır. Kazâ-i muallak, kazâ-i mübrem. Birincisi şarta bağlı olarak yaratılacakşeylerdir ki, bunların yaratılma şekli değişebilir veya hiç yaratılmaz. Kazâ-i muallak da ikikısımdır. Birincisinin bağlı olduğu sebepler levh-i mahfûzda gösterilmiş, meleklerebildirilmiştir. İkincisinin sebeplerini ancak Allahü teâlâ bilir. Levh-i mahfûzda kazâ-i mübremgibi görülen bu kazâ-i muallak da birincisi gibi değiştirilebilir. (İmâm-ı Rabbânî)Kazâ-i muallak levh-i mahfûzda yazılıdır. Eğer bir kimse iyi amel yapıp duâsı kabûl olursa,o kazâ değişir. Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: "Kader tedbîr yâni sakınmakla değişmez. Fakatkabûl olan duâ o belâ gelirken korur." Duânın belâyı defetmesi de kazâ ve kaderdendir.Kalkan oka siper, sulu yer otun yetişmesine sebeb olduğu gibi duâ da Allahü teâlânınmerhametinin gelmesine sebeptir. (İmâm-ı Gazâlî)
Kazâ-i Mübrem
(Islamic Glossary) :
Allahü teâlânın şarta bağlı olmaksızın yaratılmasını takdîr ettiği, yaratılması muhakkak olanşeyler.Kazâ, yâni Allahü teâlânın yarattığı şeyler iki kısımdır: Kazâ-i muallak, kazâ-i mübrem.Kazâ-i mübrem hiçbir zaman değişmez. Muhakkak yaratılır. Kaf sûresinin "Sözümüzdeğiştirilmez" meâlindeki yirmi dokuzuncu âyet-i kerîmesi kazâ-i mübremi bildirme ktedir.(İmâm-ı Rabbânî)Necmeddîn-i Kübrâ hazretleri, 1221 (H. 618) yılında Harezm'e Cengiz askeri Tatarlarhücum edince, talebelerine; "Memleketinize gidiniz. Şarktan (doğudan) fitne ateşi geliyor. Hertarafı yakacaktır. İslâm târihinde bu kadar fitne görülmemiştir" buyurd u. Talebeleri; "Duâbuyurun da bu belâ müslüman memleketlerinden uzaklaşsın" deyince; "Bu, kazâ-i mübremdir.Duâ bunu gidermez" buyurdu. (Molla Câmi)
KAZA-İ ŞEHVET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Şehvet ihtiyacını gidermek. Cinsî münasebet (ki, insanlar arasında nikâh olmadıkça haramdır.)
KAZA-ZEDE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kazaya uğramış, başına felâket gelmiş.
KAZAA
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bulut parçası.