klasik


Results for "klasik"

Dictionary of Economics

KLASİK BÜYÜME TEORİSİ

(Dictionary of Economics) :
Bu teoriye göre ekonomi geliştikçe nüfus artacaktır. Artan nüfusun ve büyüyen kentlerin gıda gereksinimini karşılamak için ise gıda arzının artması zorunludur. Gıda arzının artması için yeni topraklar ekime açılacaktır. Bu noktada azalan verimler yasası devreye girer: Doğal olarak daha verimli topraklar daha önce ekime alınır. Dolayısıyla artan gıda ihtiyacını karşılamak için giderek daha az verimli topraklara gidilmesi kaçınılmazdır. Bu ise gıda maliyetlerinin yükselmesi demektir. Gıda maliyetlerinin yükselmesi iki olumsuz sonuç doğurur. Bunlardan birincisi toprak rantlarının artmasıdır. Çünkü artan maliyetler gıda fiyatlarını artırır. Bu ise toprak sahiplerinin aldıkları rantların yükselmesi sonucunu doğrur. Gıda maliyetlerinin yükselmesinin ikinci olumsuz sonucu ise ücretlerin artmasıdır. Gıda maddeleri işçilerin kendilerini yeniden üretmeleri için zorunludur, dolayısıyla gıda maddelerinin fiyatlarının artması, işçilerin yeniden üretim maliyetlerinin yükselmesi, yani gerçek ücretlerin yükselmesi demektir. Böylece toprak rantları ve ücretlere giden gelir payı artınca, karlara giden pay azalmış olur. Çünkü toplumsal gelir (Üretim) üç sınıf arasında bölüşülmektedir. Bunlardan ikisinin, toprak sahiplerinin ve işçilerin payı olan rantlar ve ücretler artınca, üçüncü sınıf olan kapitalistlere giden pay azalır. İktisadi büyümenin motoru ise kapitalistlerdir. Bir ekonominin büyümesi yatırımlarla olur ve yatırımların kaynağı da kapitalistlerin karlarıdır. Dolayısıyla karların azalması büyümenin yavaşlaması demektir.Klasik iktisat teorisinin esaslarını ortaya koyan Ricardoya göre, yukarıda açıklanan nedenle bir ekonominin er ya da geç büyüme hızının sıfıra düştüğü durgunluk haline gelmesi kaçınılmazdır. Teknolojik gelişmeler sayesinde elde edilecek verimlilik artışları bu sonucu ancak geciktirebilir. Ricardo sanayi devrimi sırasında yaşamakla birlikte tarımın üretim payının hala çok yüksek olduğu bir ekonomiyi gördü. Teorisi mantıksal bakımdan tutarlı olmakla birlikte geleceği öngörmek bakımından doğru çıkmamıştır. Bunun nedeni teknolojik gelişmenin boyutlarını tahmin edememiş olmasıdır. Bununla birlikte bazı klasik iktisatçılar (Sözgelimi Bastiat) teknolojik gelişmenin olumlu etkisinin ağır basacağını tahmin edebilmişlerdir.
Dictionary of Economics

KLASİK DENGE MODELİ

(Dictionary of Economics) :
Klasik makro model olarak da bilinir. Kapitalist bir ekonominin eşanlı genel dengesinin nasıl oluştuğunu gösteren mekanizmadır. Bu modele göre, gerek emek arzı ve gerekse emek talebi gerçek ücretlere bağlıdır. Gerçek ücretler artarsa emek arzı artar, emek talebi azalır. Böyle olunca emek piyasasında dengeyi sağlayan, yani emek arz ve talebini elişteleyen bir ücret düzeyi daima vardır ve emek piyasası da ekonominin bu ücret düzeyine yönelmesini sağlar. Şayet nüfus artarsa denge ücret düzeyi düşme eğilimine girer, eğer sermaye stoku artarsa, emek talebi yükselir, denge ücret düzeyi yükselme eğilimine girer.Üretim düzeyinin teknoloji veri iken emik piyasası belirler. Çünkü teknoloji veri iken, ne kadar üretim yapılacağı çalışacak insan sayısına bağlıdır ve bunu da emek piyasası belirlemektedir.üretim düzeyi de ortaya çıktıktan sonra, para arzına bağlı olarak fiyatlar genel düzeyi oluşturur: Fiyatlar genel düzeyini belirleyen toplam arz ve toplam taleptir. Toplam arzı üretim düzeyi oluşturur. Toplam talep ise toplam para miktarına bağlıdır. Bunu, paranın tedavül hızı belli iken, para miktarı, yani para arzı tayin eder.Gerçek ticaretler ve fiyatlar genel düzeyi belli olduğuna göre parasal ücretler de ortaya çıkmış demektir. Çünkü parasal ücret zaten gerçek ücretlerin fiyat hareketlerine göre düzeltilmesiyle ortaya çıkar.Öte yandan insanların gelirlerinden tüketmedikleri kısım tasarruftur. Ekonominin yatırım düzeyi ve tasarruf düzeyi faizlere bağlı olarak değişir. Dolayısıyla faizler tasarruf ve yatırımların eşitliğini sağlayacak şekilde hareket eder: Tasarruflar yatırımları aşarsa faizler düşer. Yatırımlar, tasarrufları aşarsa faizler yükselir ve ikisinin eşitliği sağlanır.Görüldüğü gibi, ekonominin eşanlı genel dengesi mal ve hizmet fiyatlarının, faizlerin ve ücretlerin hareketiyle oluşmaktadır. Bunlar piyasalardan herhangi birinde meydana gelebilecek bir eksik ya da fazlayı aşağı yukarı hareket ederek gidermekte, böylece tüm piyasalarda eşanlı olarak arz ve talep dengeleri sağlanmaktadır. Dolayısıyla teknolojinin, insanların öznel tercihlerinin ve pazar arzının belli değerleri için ekonomide belli dengeler meydana gelmektedir.
Dictionary of Economics

KLASİK DIŞ TİCARET TEORİSİ

(Dictionary of Economics) :
Bu teoriye göre uluslararası ticaret herhangi bir engelle karşılaşmadan serbset olarak yapılırsa, bundan her ülke kazançlı çıkar ve dünya kaynak dağılımında etkinlik sağlanmış olur.Adam Smithe göre bir ülke, öteki ülkelere göre daha ucuza maledebildiği ürünlerin yapımında uzmanlaşmalı, öteki ürünleri diğer ülkelere bırakmalıdır. Her ülke bu şekilde davranırsa, her mal mümkün olan en ucuz maliyetle üretilmiş olur. Üstelik her ülke bundan kazançlı çıkar. Çünkü başkalarına göre ucuza yapabildiğini üretir ve onlara satar. Onlardan da, kendisinin daha pahalıya üretebildiği malları daha ucuza alabilme olanağına kavuşur. Bu teoriye göre uluslararası ticarete girip kazançlı çıkabilmek için bir ülkenin ötekilerden daha ucuza üretebildiği bir malın ya da malların olması gerekirRicardoya göre bu ºart degildir. Bir ülkenin karºilaºtirmali üstünlüğe sahip olduğu malın üretiminde uzmanlaşıp ötekilere dışarıdan satın alması, dış ticaretten kazançlı çıkabilmesi için yeterlidir. Sözgelimi Türkiye ABDye kıyasla hem tekstil ürünlerini, hem de bilgisayarları daha pahalıya üretiyor ulsun. Bu durumda Adam Smithe göre, dış ticaretin açılmasından Türkiyenin bir kazancı olamaz. Oysa Ricardoya göre, Türkiye bunlardan hangisinde karlaştırmalı üstünlüğü tekstillerde olsun. Yani tekstildeki maliyet farkı bilgisayarlardan daha az olsun. Bu durumda Türkiye dış ticarete girmeyip, her iki malı da kendisi üretmeye kalkışacağına, tekstil üretiminde uzmanlaşarak bunları ABDye satarsa, (ABD de bilgisayarda uzmanlaşacaktır) ve bilgisayarı ABDden alırsa sonuçta kazançlı çıkacaktır. Klasik dış ticaret teorisinin esasını karşılaştırmalı üstünlükler yaklaşımı oluşturur. Bu yaklaşım sonradan neoklasik ve yeni klasik dış ticaret teorilerinin de temelini oluşturmuştur. Serbest ticaret yanlıları hala teorik dayanak olarak karşılaştırmalı üstünlükler yaklaşımını kullanmaktadırlar. Bu nedenle söz konusu teori uzun yıllardır tartışılan üzerine çalışmalar yapılan bir yaklaşımdır. İktisat teorisinin en popüler tezlerinden birisini oluşturmaktadır. Klasik dış ticaret teorisinin ülkeler arasında mal değişiminin hangi oranlara göre gerçekleşeceği, yani uluslararası ticaret fiyatlarına ilişkin kısmı da Millin teklif eğrileri analiziyle tamamlanmıştır.
Dictionary of Economics

KLASİK EKOL

(Dictionary of Economics) :
1776dan 19. yüzyıl ortalarına kadar iktisat dünyasına hakim olan iktisat görüşü. Başlıca temsilcileri Adam Smith, David Ricardo, Thomas Malthus, Robert Torrens, Jean-Baptiste-Say, Frederic Bastiat, Nassau Senior, John Stuart Mill ve John Elliot Cairnestır.Görüldüğü gibi, klasik yazarlar büyük ölçüde sanayi devrimi sırasında yazan İngiliz iktisatçılarından ve bazı Fransız iktisatçılarından oluşmaktadır. Klasik okulun başlangıç tarihi olarak alınan 1776 Adam Smithin ünlü yapıtı Ulusların Zenginliğinin yayın tarihidir.Klasik iktisatla birlikte, ilk defa olarak iktisadın bağımsız bir bilim niteliğini kazandığı söylenir.Klasik iktisadın başlıca özelliklerinden biri üç yüz yıl boyunca iktisat yazınına ve iktisat politikalarına egemen olan merkantilizme tepki oluşudur. Merkantilizm ekonomiye, yoğun devlet müdahalesine, ihracatın artırılıp ithalatın azaltılmasına, nüfus artışına, düşük ücretlere taraftar bir görüştü. Özünü dış ticaret yoluyla değerli maden biriktirilmesi oluşturuyordu. Bu devletin ve tüccarların yararına bir tercihti. Çünkü değerli maden birikimi tüccarların servetlerinin artması ile eşanlamlı idi. Bu ise, vergi yoluyla devleti de, yani kralı da güçlü kılıyordu. Bunların sağlanabilmesi için de nüfus artaşı ve düşük ücretler sayesinde kuvvetli bir ordu, dış ticarette maliyet avantajı gerekiyordu. Ordu tüccarların dış ticaretinde güvenliği sağlayacak ucuz emek ise ürünlerin satılmasında kolaylık getirecekti.Merkantilizm ulusal birliğin ve merkezi devletin kuruluşunun önem taşıdığı, tüccar sınıfının ekonomiye hakim olduğu bir dönemde, belki geçerli bir politikaydı. Ama bu süreçlerin tamamlandığı ve sanayileşmenin ön plana geçmekte olduğu bir dönemde elverişli değildi. Nitekim merkantilizme tepkinin İngilterede yoğunlaşması bir rastlantı değildir. İngiltere ilk sanayi devriminin gerçekleştiği ülkedir. Bütün dünyadan daha ucuz ve seri mal üretimine geçmekte olan İngilterenin ihtiyacı artı merkantilist politikalar değildi. İngiltere serbest ticaret istiyordu. Çünkü bu sayede dünya pazarlarında rahatça satabilecek, rahatça hammadde ihtiyacını giderebilecekti. Sanayicilerin hammadde ve işçi ihtiyacının karşılanması, satış olanaklarının sağlanması da bunu gerektiriyordu. İşte klasikler bu ihtiyacın teorisyenleridir. Dolayısıyla onları sanayi kapitalistlerinin sözcüleri olarak yorumlayanlar çoktur. Nitekim klasik iktisatçılar tahıl yasalarına ve yoksullar yasalarına da karşı çıkmışlardır. Bunlardan birincisi İngiltereye tahıl ithalini yasaklıyor, ikincisi yoksulları koruyucu ve kollayıcı hükümleri içeriyiordu. Birincisi toprak sahiplerinin lehine idi, ikincisi ise düşük ücret oluşumunu engelleyebilirdi ve bütün bunlar sonuçta karları azaltabilirdi. Oysa serbset ticaret sanayicilerin önündeki her türlü engeli kaldıracaktı. Klasik iktisatçılar bu amaçla serbest ticaretin ve ekonominin varolduğu, mal, hizmet, faktör ve para akımlarının engelsiz cereyan ettiği bir ekonominin en yüksek refah düzeyini kendiliğinden sağlayacağını göstermeye yönelmişlerdir. Klasik okul günümüzde de moneterist ve yeni klasik okulların şahsında yeniden canlanmıştır.
Dictionary of Economics

KLASİK EKOLE TEPKİLER

(Dictionary of Economics) :
Klasik iktisatçıların görüşleri değişik tepkilere neden olmuştur. Bu tepkiler de doğal olarak klasik iktisat teorisine dayalı politikalardan zarar gören kesim ya da ulusların temsilcilerinden gelmiştir. Klasik iktisat serbest ticareti savunmaktaydı ve bundan İngilterenin zararı değil, kazancı vardı. Çünkü İngiltere teknoloji ve verimlilikte zamanın en ileri ülkesiydi.Serbest ticaret onun işine gelmekteydi. Oysa Almanya için böyle değildi.Serbest ticaret Almanya içn daha ucuz ve bol İngiliz mallarının Alman pazarlarını rahatça işgali demekti. Nitekim klasik okula en yoğun tepkiler Almanyadan gelmiºtir. Bu tepkilerden birincisi klasiklerin yöntemine idi. Burada İngiliz klasik iktisatçılarının teorilerini oluştururken, tarihi yeterince gözönüne almadıkları savunulmuştur. Bu görüşe Alman tarihçi ekolü denmekteydi. Bir başka alman tepkisi, öncülüğünü Frederick Listin yaptığı milli iktisat doktrinidir. Burada ise, yeni gelişmekte olan sanayilerin rekabet gücü kazanana kadar kollanması ve korunması savunulmuştur.Klasik iktisadın savunduğu serbest ekonominin bir başka zararı yoksullar ve işçiler üzerinde görülmüştür. Bu tepkinin fikir düzeyinde ifadesi ise, klasik iktisada karşı önce ütopik sosyalistlerin, sonra da Marxistlerin mücadelelerinde somutlanmıştır.