kuram


Results for "kuram"

Philosophical Dictionary

Çevrimsel Devim Kuramı.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Devri hareket nazariyesi, Fr. Theorie cyclique). Alman düşünürü Oswald Spengler'in gelişmeyi yadsıyan ve geriye dönüşü savunan kuramı... Alman düşünürü Oswald Spengler'e (1880-1939) göre her devim, kendi üstüne çevrilir ve başladığı noktada son bulur. Örneğin ilkbahar, yaz, sonbahar, kış ve sonra yeniden ilkbaharla başlayan aynı çevrimsel devim sonsuzca tekrarlanmaktadır. İnsan, doğar, çocukluğunu ve gençliğini sürer, olgunlaşır, ihtiyarlar ve ölür; sonra yeni bir doğumla aynı çevrimsel devim aynı noktadan ve aynı aşamalardan geçmek üzere yeniden başlar. Bu kuramı tutan İngiliz tarihçisi Toynbee'ye göre bu yüzden "tarih bir tekrarlamadan ibarettir". Spengler ve Toynbee, yeni ilkbaharın aynı ilkbahar ve yeni doğan insanın ölen insan olmadığını bilmezlikten gelerek, gerici bir kampta sarmal gelişimi yadsımaya çalışmaktadırlar. oysa her şey kendi karşıtına daha üstün bir düzeyde gelişerek dönüşür. Yeni ilkbahar yeni bitkiler, yeni hayvanlar, yeni insanlar ve yeni düşüncelerle birlikte gelir ve eski ilkbaharla hiç bir ilgisi yoktur. İnsanın binecek bir taşıtı olmadığından uzak yerlere yaya gittiği eski bir ilkbaharın yerine insanın uçakla aya varmayı başardığı yeni bir ilkbahar gelmiştir. Tavuk bir yumurtadan oluşur ama aynı yumurtayı yumurtlamaz, daha üstün bir düzeyi gerçekleştirerek birçok yumurtalar yumurtlar. Bu kuramın savunduğu savın açık sonucu şudur: "Bulunduğunuz durumu değiştirmeye çalışmayınız, çünkü daha geri bir noktaya geleceksiniz". Çağdaş bilimin verilerine tüm aykırı bulunan bu kuram, aynı zamanda, devimin zorunluğıuyle de çelişmektedir. Leopold von Wiese, "evrimin gerçekliği üstünde her türlü yargıdan kaçınmayı" öğütlemektedir. Wiese'ye göre taş çağından atom çağına erişen insan, ilerlememiş, tersine, gerilemiştir... Çağdaş bilim, çevrimsel devimi değil, sarmal devimi ve böylelikle de sonsuz ve sürekli gelişmeyi doğrulamaktadır. Çevrimsel devim kuramı da, her geriliği savunan her gerici öğretinin başına geldiği gibi, her gün biraz daha, gerileyen değil, ilerleyen bilimle yalanlanmaktadır. İnsanın dün yapmadığını bugün yapabilmesine, ilerlemek değil de gerilemek demek, bilim dışı bir hafifliktir. Nesnel yasalara göre sürüp giden yükselici bir gelişme anlayışı, çağdaş bilimin insana kazandırdığı en değerli bilgidir.... Metafizik ve bireyci dünya görüşünün, eski alışkanlığına uyarak, tümüyle çürütemediğini tek yanından çürütme yöntemi, son yıllarda, çevrimsel devim kuramının yeni güdücülerince şu yolda kullanılmaya başlanmıştır: Gelişmenin bilim ve teknikte mümkün olduğu halde insan düşüncesined (ahlâk, eğitim, siyaset ve başkaları) mümkün olmadığını ileri sürmektedirler. Ruhsal gerileme kuramı (manevî tedenni nazariyesi) adını alan bu kurama göre insan, hiç değişmeyen ve hep aynı kalan bir doğayı (insan tabiatı) taşır. Bu insan doğası da insanı hep aynı ilkellikte (vahşî, kötü, saldırgan, hayvanca) tutar. Bilim ve tekniğin gelişmesi bu ilkelliğe yeni silahlar vererek tehlikeli ve zararlı olmaktadır. Kötülüklerin nedenini bilim ve tekniğe yükleyerek bakışları asıl nedenleri görmekten alıkoymak amacını güden bu kuram da, ana kuramı olan Spengler'in çevrimsel devim kuramı gibi, tümüyle bilime aykırı bulunmakta ve kendi kendisiyle çelişmektedir. Bu kuramcılar, düşünsel gelişme olmaksızın bilimsel gelişmenin nasıl gerçekleşebildiğini açıklamamaktadırlar. bkz. Evrim, Evrimcilik, Evrim ve Devrim, Metafizik Yöntem.
Philosophical Dictionary

Değer Kuramı.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Kıymet nazariyesi, Fr., Al. Axiologie, İng. Axiology, İt. Axiologia). Dğerlerin öz ve niteliklerini inceleyen felsefe dalı... Töresel değerler pek çok düşünürlerce sıralanmış, birbirlerine karşı üstünlükleri gösterilmeye çalışılmıştır. Nietzche (1844x1900) gibi bu sıralamaları toptan altüst ederek yeni değerlere yönelenler de vardır. Töresel değer sıralamalarının en yenisi ve en beğenileni Max Scheler'in (1874-1928) sıralamasıdır. Scheler, özet olarak, kişilikli insanın değerlerini şöyle sıralar: Bütün davranışları birbirleriyle tutarlı, kendinin olanı ayırt edip bununla davranabilecek kadar güçlü, kendini hayvansal bedeninden ayırarak o bedenden ayrı olarak davranabilecek kadar bağımsız, kendisiyle hesaplaşabilecek kadar sorumlu olan insan kişilikli (şahsiyet) insandır... Diyalektik felsefe, konuşma dillerindeki çeşitli değer kavramlarını titizlikle birbirinden ayırır: Töresel değer, kimyasal değer, psikolojik değer, sanat değeri, kişisel değer ve ekonomik değer özce birbirlerinden ayrı şeylerdir. Erdemlerinden ötürü değerli sayılan bir adamın değeri bir teneke zeytinyağının değerinden başka olduğu gibi, sanat ürünü bir bardağın değeri pazarda satılan piyasa malı bardakların değerinden özce başkadır. Değer bir kullanma işi değil, bir değiştirme işidir. Çünkü iki nesnenin değer bakımından eşit olduklarını söyleyebilmek için bunların kullanma değeri olarak farklı olmaları gerekir. Birbirinin aynı olan iki nesnenin değiştirilmesi söz konusu olamaycağından ancak ve sadece kullanma bakımından farklı olan değerlerdir ki değiştirme bakımından eşit olabilirler. Öyleyse bir kilo pirinçle 250 gram kahve birbirlerine karşı ve fakat üçüncü birşeye eşittirler. Bütün nesnelerde ortak olan bu üçüncü şey, o nesneleri meydana getiren insan emeğidir. Nesnelerin içine katışan bu emek, kişisel bir emek değil, ortalama sosyal emektir. Değerin belirmesi için bir piyasa, eşit deyişle sosyal ilişkiler söz konusudur. Her pazarda satılan nesne ekonomik bir değer taşımaz, kendiliğinden karaya vurmuş bir balina da pazarda satılabilir ama onun değeri ekonomik bir değer değildir. Pazarda satılığa çıkarılmak başka, pazar malı olmak başkadır; ürün başka, mal başkadır. İnsanın her ürünü de ekonomik değer kapsayan bir mal değildir. Ekonomik değer, belli bir toplumun belli sayıdaki kişilerinin pazarda satmak için sürekli olarak ürettikleri ve her zaman üretebilecekleri sosyal malların değeridir. Ekonomik değer, değiştirme olayının başlamış ve yayılmış bulunduğu ileri toplumlarda beliren sosyal bir olgudur ve insanlar arasındaki ekonomik ilişkilerin sonucudur. Değer başka, fiyat başkadır. Fiyat, para diliyle dillendirilmek istenen değer olmakla beraber, çeşitli etmenlerle dalgalanır, değerin üstüne çıkıp altına inebilir, ama uzun bir devrede bu yükselişler ya da alçalışlar birbirlerini götürerek değişmez değeri meydana koyarlar. Bu değişmez değer, o malı meydana getirmeki çcin harcanan bütün insan emeklerinin toplamıdır. Bu toplam, şu bölümleri kapsar: Son kullanılan emek miktarı, o malın üretiminde kullanılan hammaddelere daha önce katılmış bulunan emek mikmtarı, o malın üretimi için gerekliyse geçirilen çıraklık ldevresinde harcanan ve üretici olmayan emek miktarının o mala düşen bölümü; son emekte kullanılan aletler, makineler, binalar gibi araçlara daha önce katılmış bulunan emek miktarının o malın oluşumuna harcanan kısmı... Bütün bu emek miktarları, üretilen malda billurlaşarak o malın değerini belirlerler. bkz. Değer, Artık değer, Anamalın Organik Bileşimi, Emek, Ekonomi, Toplumculuk.
Philosophical Dictionary

Gecikme Kuramı.

(Philosophical Dictionary) :
İnsanlaşmanın nedeninin türsel geçikmede bulan Bolk'un kuramı... Hollandalı anatom Louis Bolk'a göre insanlaşma, başka hayvan türlerine göre, insan gelişmesindeki gecikme (Fr. Retardation)nın ürünüdür. alman insanbilimcisi Arnold Gehlen'in de katıldığı bu bu kurama göre insana öz nitelikler hep bu gecikme'nin sonucudurlar. Hayvan doğduktan birkaç gün ya da birkaç hafta sonra yürür, insan ancak bir yıl sonra yürümeye başlar. Hayvanın büyümesi birkaç gün ya da birkaç yılda biter, insanın büyümesi on dokuz yıl sürer. Üretme yeteneği hayvanda birkaç ay ya da birkaç yılda, insanda on beşinci yılda başlar. Hayvanlar tüylü doğarlar, insanlar on beş yıl sonra tüylenirler. Daha pek çok özelliklerde de görüleceği gibi insan, hayvanlarar göre, pek uzun yıllar doğuş sırasındaki durumunda (embriyonal durum) kalır. Bu gecikme, sonunda-insanın kılsızlığında da görüleceği gibi-büsbütünyok olmaya varacak olan (Fr. Elimination) bir organ gerilemesini ve güçsüzlüğünü doğurur. Her hayvan çevresine uyar, insan bu güçsüzlüğünden ötürü ceveresine uyumaz. Bolk'a göre insansal yeti olan us, bu güçsüzlüğü gidermek ve dengelemek için gelişmiştir. Çünkü, güçsüzlüğünden ötürü çevresine kendisine uydurmak zorunda kalmıştır. Hayvandaki çevreye uyma yeteneği, insanda çevreyi uydurma yetisine dönüşmüştür ki bu da insansal us'la gerçekleşir. Profesör Bolk'a göre bu geçikme, bir iç engellenme yüzündendir. insanı,doğal gelişmeden, iç guddelerin ürünü olan hormonlar engelliyor. İnsan vücudundaki engelleyici hormonların çoğalması, beynin büyümesiyle bağıntılıdır. Bolk'a göre insan bu yüzden zekileşmiştir. Maymun, soğuğa karşı kıllanarak yaşar, kıllanamayan insansa maymunun derisini yüzüp sırtına geçirerek yaşar. Bu yüzdendir ki dağ hayvanı dağda, ova hayvanı ovada, deniz hayvanı denizde, sıcak hava hayvanı sıcakta, soğuk hava hayvanı soğukta yaşayabildiği halde insan bütün koşullarda ve her yerde yaşamaktedir. bkz. İnsanbilim.
Philosophical Dictionary

Gestalt Kuramı.

(Philosophical Dictionary) :
bkz. Biçimci Ruhbilim.
Philosophical Dictionary

Görelilik Kuramı.

(Philosophical Dictionary) :
bkz. İlişkinlik Kuramı.