kın


Results for "kın"

Turkish - Turkish dictionary

KINA

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilip, kadınların el veya saçlarını boyamakta kullanılan toz.
Ottoman - Turkish Dictionary

KINA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Râzı olmak, kabul etmek.
Dream Dictionary of Phrase

KINA

(Dream Dictionary of Phrase) :
Zinet eşyasına, mal ve yeteneğe, Kına ve boya kadınlar için sevinç, ferahlık ve güzel elbiseye, Kadının eline kına yakması kocasından göreceği iyiliğe, kınanın tutmadığını görmesi kocasının sevgisini açığa vurmamasına, ele yaktığı kınanın nakışlarının boozularak karıştığını görmek çocuklar yüzünden sıkıntıya düşmeye, Erkeğin elinin üzerine nakışlı olarak kına yakması iş ve sanatında şöhret bulmaya yahut zillete düşmeye, avuç içini kınlaması mala, sevinç ve ferahlamaya, Parmak uçlarının kınalı görünmesiüzüm ve hurma mevsiminin gelmesine, El ve ayakların kınası kişinin durumuna uygun düşen eve, mal ve dünyalığa, Kına ve boya durumunu gizlemeye, amelleri gizli yapmaya, Parmakların kınalanması ya da boyanması Allah'ı çokça zikretmeye, tesbihhata, Sakalı kınalamak sünnete uymaya, Saçları ağaran kimsenin başına kına yakması gücünün artmasına, derecesinin yükselmesine, Saçları kınalamak kadın için sevinç ve mutluluğa, erkek için makam ve maddi imkana, Kına satan kimse müjde ve sevince, şefkat ve herhamet görmeye delalet eder.
Turkish - English dictionary

kına

(Turkish - English dictionary) :
1. henna. 2. henna, Egyptian privet, Jamaica mignonette. gibi very fine (powder). yakmak/koymak/sürmek/vurmak /a/ to henna. lar yakmak to gloat, rejoice (over another´s misfortune).
Ottoman - Turkish Dictionary

KINA'

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Başörtüsü, eşarp. Örtü, yaşmak, peçe, nikâb. * İçinde hediye gönderilen tabak.