kısmet


Results for "kısmet"

Turkish - Turkish dictionary

KISMET

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. Baht, talih, nasip.
Ottoman - Turkish Dictionary

KISMET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Bölmek ve ayırmak. Bahşetmek. Taksim etmek. * Fık: Hisse-i şâyiayı, yani, taksim olunmamış maldaki hisseleri sahiplerine tahsis etmektir.
Islamic Glossary

KISMET

(Islamic Glossary) :
1. Nasîb. Allahü teâlânın ezelde (sonsuz öncelerde) herkes için dilediği şey.Bir müslüman ancak her hangi bir işte aklını kullandığı, her çâreye baş vurduğu ve sonderece çalıştığı hâlde bir başarıya ulaşamazsa, me'yûs (ümidsiz) olmamalı ve bu sonucunAllahü teâlânın kendisi için münâsip gördüğü bir husus olduğunu kabûllenere k, kısmetine râzıolmalıdır. Yoksa hiçbir şey yapmadan, çalışmadan, öğrenmeden ve bilmeden yan gelip yatmakve ağzını havaya açarak kısmetini beklemek müslümanlıkta büyük günâhtır. (KemahlıFeyzullah)Kısmet aynı zamanda büyük bir tesellî kaynağıdır. "Ben vazîfemi yaptım, fakat ne yapayımki kısmetim bu imiş" diyen bir müslüman bir işte başarısız olsa bile, ümitsizliğe kapılmaz vebüyük bir iç huzûru ile çalışmaya devâm eder. (Kemahlı Feyzullah)Kısmetindir gezdiren yer yer seni,Gâfil olma, âkıbet (sonunda) yer, yir seni.(Ahmed Mekkî Efendi)2. Birkaç kimsenin bir şeydeki hisse-i şâyialarını (ayrılmamış hisselerini) kile, terâzî, arşıngibi bir ölçü âleti ile tâyin ve tahsis etme, belli etme, ayırma.Kassâmın yâni taksimât, bölüştürmeyi yapacak olanın adâletli, emin (güvenilir) ve kısmetişini bilmesi lâzımdır. (Ebüssü'ûd Efendi, Abdullah Mûsulî)
Turkish - English dictionary

kısmet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. destiny, fortune, kismet. 2. chance of marriage (for a woman). K. Perhaps./If fortune wills it. i açık 1. favored by fortune, lucky. 2. (girl) who has many suitors. i açılmak 1. to have a lucky break and begin to make money. 2. (for a girl) to receive a marriage proposal. i ayağına (kadar) gelmek for fortune to come knocking at one´s door; to have an unexpected stroke of luck. ini ayağıyla tepmek to ignore a chance that comes one´s way. ini bağlamak /ın/ to use sorcery to prevent (a girl´s) marrying. i bağlanmak (for a girl) not to receive proposals of marriage. i çıkmak (for a girl) to receive a marriage proposal. kapısı the source of one´s livelihood. i kıt short on luck or success. ine mâni olmak /ın/ to prevent (someone) from marrying or making money. inde ne varsa kaşığında o çıkar. proverb No matter how hard a person tries he will get only what he is destined to have. olmak 1. to be possible, be in the cards. 2. /a/ to be allotted (someone) by fate.
Turkish - English dictionary

kısmetli

(Turkish - English dictionary) :
fortunate, lucky.