kızıl


Results for "kızıl"

Meteorological Glossary

KIZIL PARILTI

(Meteorological Glossary) :
(RED FLASH) [i]Güneşin batışı ve doğuşu sırasında üst kenarında çok kısa bir süre gözlenen parlak kırmızı renkli ve yatay çizgi. Güneş doğuşu sırasında, mavi, yeşil, portakal ve sarı renkler sırasıyla gözlenirken, batışında bu renk sıralaması tersine döner. Yeşil parıltı ile oluşum mantığı aynıdır.
Meteorological Glossary

KIZILÖTESİ

(Meteorological Glossary) :
(INFRARED) [i]Tüm sıcak nesneler tarafından yayılan uzun dalgalı elektromanyetik radyasyon. Elektromanyetik spektrumda, kızılötesi ışınlar mikro dalga radyasyon ile görülebilir ışık arasında yer alır. Su buharı, ozon ve karbondioksit kızılötesi ışınları emme ve iletme özelliğine sahiptir. 'IR' olarak kısaltılır.
Dream Dictionary of Phrase

KIZILCIK

(Dream Dictionary of Phrase) :
Olgunlaşmış kızılcık rızka ve afiyete, sarı renk rızılcık hastalığa delalet eder.
Plants Glossary

kızılcık (cornus)

(Plants Glossary) :
Kızılcıkgiller familyasından; çoğunluğu çalı veya ağaç halinde odunsu ve bir kaçı da otsu karakterde, kışın yaprak döken veya her zaman yeşil bitki cinsidir. Yaprakları sade, uzun veya kısa saplı, genellikle çatallı tüylüdür. Çiçekleri salkım veya şemsiye şeklindedir. 40 kadar türü vardır. Meyvesi yuvarlaktır. Yurdumuzda yetişen türü sarı çiçekli kızılcıktır. Boyu 7-8 metre kadardır. Çalı şeklinde olanları da vardır. Kış aylarında yapraklarını döker çiçekleri yapraklarından önce açar. Renkleri sarıdır. Yaprakları karşılıklı dizilmiştir. Meyveleri sonbaharda olgunlaşır. 1-1,5 cm boyundadır. Parlak kırmızı renktedirler. Lezzeti buruktur.Meyveleri şeker, müsilajlı maddeler ihtiva eder. Kabuklarında ise reçineli maddeler, tanen ve müsilaj vardır. Meyveleri yenir veya şurubu yapılır.Faydası : Meyveleri ishali keser. Kabızlık yapar. Kabukları ateş düşürür. Ağız paslanmasını giderir. Ağız yaralarını geçirir. Şurubu, vücuda kuvvet verir.
Turkish - English dictionary

kızıl

(Turkish - English dictionary) :
1. red. 2. path. scarlet fever, scarlatina. 3. colloq. (a) communist, (a) red. 4. colloq. completely, utterly, as ... as they come. 5. prov. golden, gold. cahil as ignorant as they come. a çalmak to verge on red. deli raving lunatic. doru sorrel, bay (horse). iblis veritable fiend, hellhound. karaman a fat-tailed sheep. kıyameti koparmak to raise a hell of a row. saçlı redheaded.