lale


Results for "lale"

Ottoman - Turkish Dictionary

CELALEDDİN-İ SÜYÛTÎ

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hi: 849 - 911) Abdurrahman bin Ebu Bekir Muhammed adı ile de anılır. Hadis imamı ve müctehid bir zattır. Mısırlıdır. Süyût şehrinde doğdu. Mısır'da vefat etti. Zamanının büyük İslâm allâmelerindendir. Asıl adı: Ebû Bekir oğlu Abdurrahman'dır. Tefsir, fıkıh, hadis ilmine dair eserleri vardır. Celaleddin Muhammed bin Ahmed Mısrî'nin, İsrâ Sûresine kadar yaptığı (Hi: 864'de vefat edince yarıda bıraktığı) tefsiri tamamlamıştır ve Celaleyn Tefsiri denmiştir.
Ottoman - Turkish Dictionary

CELLALE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Necaset yiyen sığır.
Ottoman - Turkish Dictionary

CÜLALE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Büyük dişi deve.
Ottoman - Turkish Dictionary

DALALET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak. * Şaşkınlık.(... Nevâfil kısmında, emr-i istihbabî ile yine ehl-i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibaında azîm sevaplar var; ve tağyir ve tebdili, bid'a ve dalâlettir ve büyük hatadır...... Sünnete ittiba etmiyen, tenbellik eder ise, hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise, cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkid ise, dalâlet-i azîmedir. L.)
Ottoman - Turkish Dictionary

DALALETPİŞE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Sapıklığı tâkibeden. Sapıklığa giden. İslâmiyetten başka yol tâkib eden.