madde
MADDE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Zahir duygularla hissedilen, ruhâni olmayıp, ağırlığı olan, cismâni bulunan. * Asıl, esas, cevher, mâye. * Bend, fıkra, kısım. * İlm-i Kelâmda: His âzâmız üzerine bir takım muayyen ihtisâsât husule getiren veya getirebilen, her şey. * Tıb: Çıbanın içinde hasıl olan yara.
MADDE-İ ACİNİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hamur gibi yoğurulmuş cisim.
MADDE-İ MUSAVVİRE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Tıb: Kanın küreciklerinden başka gıda maddesinden olup, azot ve sair maddeleri içine alan sulu cisim. Canlı hücrelerin vücudunu teşkil eden ve içinde çoğunun çekirdek bulunan albüminli madde. Protoplazma.
MADDE-İ ULYÂ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kıymetli cevher maddesi, yüksek madde. Çok kıymetli şey.
MADDETEN
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Cismen. Madde ve cisim olarak. * İş olarak, iş ile. * Gözle görülür ve elle tutulur şekilde.