nefret
NEFRET
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Tiksinmek, ürküp kaçmak. * Birisinin yakını ve akrabası.
NEFRET
(Dream Dictionary of Phrase) :
Bakınız; Buğzetmek, Kin.
NEFRET
(Islamic Glossary) :
Tiksinmek, ürküp kaçmak.Doğru yola kavuşan, hidâyete eren kimsenin nefsi gafletten kurtulup, namazın tadınıduymaya, ibâdetlerden zevk almaya başlar. Günâhlardan, haram olan şeylerden, kötü huylardannefret duyar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)Halktan nefret etmek, insanların kabahatlerini saymakla başlar. Giderek bütün insanlığıküçümsemeye kadar varır. Daha sonra normalin dışına mübâlağaya varan davranışlarıylaeğriyi-doğruyu seçemez olur. (Ahmed Rıfat)Büyük İslâm âlimlerini tanıyıp onları sevenler, haramlardan nefret ederler. (SeyyidAbdülhakîm Arvâsî)
nefret
(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. hate, hatred; loathing; detestation; abhorrence. 2. strong dislike (of something); aversion. etmek /dan/ 1. to hate; to loathe; to detest; to abhor. 2. to have a strong dislike of (something); to have an aversion to (something).
nefret etmek
(Turkish - French Dictionary) :
hair