okul


Risultati per "okul"

Dizionario filosofico

İyonya Okulu.

(Dizionario filosofico) :
bkz. İyonyalılar.
Dizionario filosofico

Kirene Okulu.

(Dizionario filosofico) :
(Os. Kayrevaniyye, Fr. Cyrenaisme). Enüstün iyinin haz olduğunu ileri süren Aristippos'un hazcılık okulu... Kirene'li Aristippos'a (İ.Ö. 435-355) göre insanın ereği hazdır. Sokrates insanların erdeme erişerek mutluluğu elde edebileceklerini öğretmişti. Sokrates'ten yola çıkan kinikler, erdemi, tüm isteklerden vazgeçerek yaşamakta buldular. Sokrates'ten yola çıkan Kirenelilerse, kiniklerin bu sıkı yaşama biçimlerine tepki göstererek, erdemin hazza erişmekle elde edilebileceğini savunmaktadırlar.Kirenelilere göre tüm isteklerden vazgeçmek insanı mutlu kılmaz, mutluluğa isteklere kavuşarak varılır. Ancak, gerçek haz sürekli olandır, sürekli olan hazza da bilgelikle varılabilir, gündelik hazları küçümseyerek sürekli hazlara yönelmek bilgenin becerebileceği bir iştir. Sokrates'in öğütlediği erdeme götüren mutluluk, her şeyden vazgeçmenin mutluluğu değil, böylesine bir her şeyi elde etmenin mutluluğudur. Mutluluk, kendi kendinden hoşnut olmaktır. İnsan, bilgeleşerek kendi kendinden hoşnut olabilir ki bu da Sokrates'in amaç edindiği töresel hoşnutluktan (eudaimonia), erdemle elde edilen mutluluktan başka bir şey değildir. Kiniklerin sıkıntılı bir yaşayışla elde ettikleri erdemsel mutluluğu, Kireneliler rahat bir yaşayışla elde etmektedirler... Kirene okulu, kurucusu Aristippos'tan sonra birçok ünlü düşünürler yetiştirmiştir. Bunların arasında Theodoros ve Evhemeros, İ.Ö. IV. yüzyılda tanrısızlığı savunmuşlardır. Evhemeros'a göre tanrılar, ölümlerinden sonra insanlarca tanrılaştırılmış olan insanlardan başka bir şey değildirler. aynı çağda yaşayan bir başka hazcı, ölüme çağıran adıyle anılan Hegesias da hazcılığı tüm kötümserliğe götürmektedir. Hegesias'a göre yaşamak, hazdan çok acı çekmek demektir. Öyleyse olumlu mutluluğa hiç bir zaman erişilemez. Elde edilebilecek olan ancak olumsuz mutluluktur (acısızlık) ki bunu da ancak bilgelik sağlayabilir. bilge olmayanlar, mutluluğun bu türlüsüne de erişemeyeceklerine göre kendilerini öldürmelidirler. Ereği gerçekleşmeyen yaşamak, boşuna bir yaşamaktır. Erdem, erdem içindir. Erdemi, başka nedenler yüzünden değil, sadece erdem için isteyebilenlerse bilgelerdir (hakîm, filozof). Bunun içindir ki ancak bilgeler yaşamakta bir değer bulabilirler. Erdeminden ötürü kendinden hoşnut olmayı beceremeyenler, boşuna yaşamamalı, ölmelidirler... Kirene okulu, antik çağ felsefesinin en ünlü düşünürlerinden Epikuros'u ve Epikurosçuluğu hazırlamıştır. bkz. Sokratesçi Okullar, Hazcılık, Kinizm, Epikurosçuluk, Sokratesçilik.
Dizionario filosofico

Marbourg Okulu.

(Dizionario filosofico) :
Kantçılığın idealist yanıyle Marksçılığın törebilimsel yanından meydana gelen Yenikantçılık akımı... Okulun kurucusu Hermann Cohen (1842-1918)dir; kendisini Paul Natorp, Ernst Cassirer, Rudolf Stammler gibi düşünürler izlemişlerdir. Bunlara göre bilgi kavarmlardan türer ve bir mantık işidir. Önsel kavramlardan başka her türlü düşünceler bir yana bırakılmalıdır. Kantçılık Hegelcilikle uzlaştırılmalı, Marksçılık da ekonomik ve politik özünden temizlenerek Kantçılıkla güçlendirilmelidir. Marksçılığı güçlendirecek olan Kantçılık da Kant'ın özdekçi yanından temizlenmiş bir Kantçılıktır. Bütün bu temizlik hareketleri sonunda Marbourg okulu, yeni gerçekçiler ve yeni olgucularla da çatışmış ve onlardan daha aşırı bir idealizme düşmüştür. Bununla beraber bütün revizyonistler ve oportünistler başları sıkıldıkça bu okulun düşsel varsayımlarına sığınmışlardır. Onlara göre nesnel varlık yoktur, varlık düşünce varlığıdır. Kant'ın bu yorumu içlek bilimler akımı (Al. Geisteswissenschaften)yle olumlu bilimler akımı (Al. Naturwissenschaften) arasındaki karşıtlığı ortadan kaldıracaktır. Toplumculuk da bir toplumsal gelişmenin ürünü değil, sınıflar üstü törebilimsel bir idealdir. Markx'ın bu yorumu da toplumculukla anamalcılık arasınadki karşıtlığı ortadan kaldıracaktır. Marbourg okulu bütün bu temizlik ve uyuşturma savlarıyle, Roger Garaudy'nin deyimiyle çağımızın mızmız felsefeleri'nin en tipik örneklerinden biridir. Kautsky, Bernstein, Adler vb. gibi gözdengeçiricilerin düşünsel temelleri bu okulun savlarıdır. bkz. Yenikantçılık, Gözdengeçiricilik, Mantık, Eleştiricilik.
Dizionario filosofico

Megara Okulu.

(Dizionario filosofico) :
(Os. Medrese-i müşâgabiyye, Fr. Ecole Megarique). Sokrates'le Parmenides öğretilerini birleştirmeye çalışan öğreti... Antik çağ Yunan felsefesinde önemli bir yeri olan Megara okulu, Sokratesçi okullardandır. Kurucusu Eukleides (İ.Ö. 450-300) Megaralı olduğu için okula bu ad verilmiştir. Eukleides, ustası Sokrates'in töresini metafizik bir temele dayamak ister. Bunun için de Elea öğretisiyle Sokrates'i birleştirmeye çalışır. Ona göre var olan, bir olandır. Öyleyse bu biricik varlık, tüm ruh ve tüm iyiliktir. Sokrates'in eytişimsel tartışmacılığını aşırı ve bir amaç olacak biçimde kullanıp geliştirdikleri için bu okula, Didişimcilik okulu (Fr. Ecole eritique) da denir. Stoacılık bu okulun ürünü olduğu gibi, Hyrrhon'un şüpheciliği de bu okulun etkisiyle gelişmiştir. bkz. Didişimcilik, Sokratesçilik, Sokratesçi Okullar, Sokratesçi Sofistler, Stoacılık, Pironculuk.
Dizionario filosofico

Millet Okulu.

(Dizionario filosofico) :
(Os. Milas medresesi, Fr. Ecole de Milet). Felsefeyi başlatan okul... Dinsel düşünceden kendini sıyırarak bilimsel bir niteliğe dönüşen ilk düşünce anlamındaki felsefe, İ.Ö. VI. yüzyılda, antik çağ Yunanlılarının Miletos (İzmir'in güneyinde Balat köyü) kentinde başlamıştır. Antik çağ Yunan düşüncesinin ilk üç düşünürü Thales, Anaksimandros, Anaksimenes Miletlidir. Milet okulu'na, Efesli Herakleitos'u da kapsayarak, İyonya okulu (Os. Medrese-i Yunaniyye, Fr. Ecole Ionique) da denir. Bakışlarını din'den ayırıp doğa'ya çeviren ilk düşünürler bunlardır, Miletlilerin başlıca ayırıcı nitelikleri fizikçi, kendiliğinden özdekçi ve diyalektikçe oluşlarıdır. Evrendeki her şeyin kendisinden yapılmış olduğu ilk neden ya da ilk özdek (Yu. Arkhe) olarak ileri sürdükleri su, hava vb. gibi özdekleri de canlı olarak düşünmüşlerdir; çünkü bu özdekler yaratıcıdır ve bütün varlıklar bu ilk özdeklerden oluşmuştur. Bu yüzden Milet okulu'nun düşünsel tutumuna canlı özdekçilik denir. Miletliler, Aristoteles'in anlatımıyle bilinmektedir. (Aristoteles, Metafizik, A 3, 983, b 6-11, 20). Onların karşılık aradıkları "bütün nesnelerin yapılmış olduğu ilk özdek nedir?" sorusu da Aristoteles tarafından ortaya konulmuştur. Bu soru, bir açıdan fiziğin başlangıcı olduğu kadar bir başka açıdan da metafiziğin başlangıcı sayılabilir. Çünkü çeşitli dönüşümlere uğrayarak evrensel nesneleri meydana getiren ve böylece sürekli olarak devinen ilk özdeğin kendiliğinden değişmediğini ve neyse o kaldığını düşündürmektedir. Nitekim, çok geçmeden, "ilk neden nedir?" sorusunu "oluş nedir?" sorusu izlemiş ve İyonya'lıların değişirlik felsefesi, karşısında, Elea'lıların değişmezlik felsefesi'ni bulmuştur. Miletlilerin varsayımlarını daha önce gelişmiş, özellikle Mısır ve Babil, bilgileri üstüne kurdukları kesindir. Ne var ki onlar, büyük bir düşünsel aşama olarak, pratik çalışma'yı kuramsal çalışma'ya dönüştürmüşlerdir. Felsefenin ilk kurucuları sayılmaları da bu yüzdendir. İlk filozof Thales, antik çağ Yunanlılarının pratikte işe yarar özdeyişler ileri sürmüş bulunan yedi bilge'sinden biriydi. Thales "ilk neden sudur" demekle pratik yarar düşüncesinden kuramsal bilgi düşüncesine ilk sıçrayan kişi olarak önem kazanmıştır. Bu sıçrama, bilimsel uğraşının ilk adımı olarak nitelenir. Aristoteles şöyle der: "Felsefeyle ilk uğraşanlar, bütün nesnelerin ilk temel (Arkhe) inin özdek olduğunu sanıyorlardı. Kendisinden var olan bütün şeylerin çıktığı ve olkten meydana geldiği ve yok olarak ona döndüğü şeye - temel varlık olduğu gibi kalıyor, yalnız durumları değişiyor- öğe diyor, bunun var olanların ilk başlangıcı olduğunu söylüyor ve bundan ötürü, bu biçimdeki varlaşma olduğu gibi kaldığından, hiç bir şeyin meydana gelmediğini ve hiç bir şeyin de yok olmadığını düşünüyorlardı. Bu türlü felsefenin asıl başı olan Thales bunun su olduğunu söylüyor. Bu düşünceye, belki de, bütün varlıkalrın besininin nemli olduğunu ve sıcağın da bu nemden çıktığını ve onunla yaşadığını görerek varmıştır, bir de bütün nesnelerin tohumlarının yaratılışının nemli olmasından. lİlk temelse kendisinden her şeyin meydana geldiği şeydir. Su ise nemli şeylerin ilk temelidir. Ondan çok daha eskiler de tanrısal bir düşünceyle doğa üstüne böylesine düşünceler yürütmüşlerdir. Okenanos'la Tetbys'i meydana gelişin babası ve anası, tanrıların and'ını da kendilerinin Styks adını verdikleri su yapıyorlardı. En saygıdeğer şey en eski olan şeydir, and da en saygıdeğer şeydir". Thales'in yaşadığı çağda Miletos kenti, önemli toplumsal ve ekonomik gelişmeler içindeydi. Tarihçe Rostovtzeff, bu kentte, önce halkın egemen nolup soylu kişileri öldürdüğünü, sonra da soyluların egemen olarak halktan olanları diri diri yaktıklarını anlatır (Eski Dünyanın Tarihi, c. I, s. 204). Bu yüzden yoksullar ve yoksul insanların uğraşısı sanılan felsefe de küçümseniyordu. Aristoteles'in Politeia adlı yapıtında anlattığına göre Thales bu kanıyı da değiştirmiş ve astronomi bilgisiyle bol zeytin ürünü alınacağını bir yıl önceden hesaplayarak zeytinlikleri ucuza kapatıp zengin olmuştur. Aristoteles şöyle der: "Thales, böylece, dünyaya, filozofların isterlerse zengin olabileceklerini, ama tutkularının başka türden olması nedeniyle yoksulluğu yeğlediklerini de göstermiştir". Thales, sudan ve denizden, ondan çıkan bütün canlılıkla birlikte denizsel bir enginlik ve sonsuzluğu da anlıyordu. Kendisini izleyen Anaksimandros, Thales'in ilk nedin su'yun yerine, sonsuz ve sınırsız (Yu. Apeiron)lığı koyarken bu düşünceden esinlenmiş olmalıdır. Anaksimandros, bu deyimiyle, göğün sınırları içinde bulunan evrenin karşıtı olarak sınırsız'lığı ortaya koymuştu. (Diels, Doxagraphi Graeci, 376, 3-6). Anaksimandros'un bu varsayımı da, kendisini izleyecek olan Anaksimenes'in, bu sınırsızlık içinde, evrenlerin çokluğu varsayımını etkilemiş olmalıdır. Anaksimenes'in üçüncü ilk neden varsayımı olarak ileri sürdüğü hava (Yu. Aer, pneuma, psykhe) da bu sınırsızlığı ve sonsuzluğu kapsar. Anaksimenes, salt sınırsızlık'ın nesnelerin varlaşmasını açıklamayacağını düşünmüştür. Ona göre bu sınırsız özdek, seyrekleşip yoğunlaşmasıyle, nesneleri varlaştıran hava olmalıdır. Daha sonra Hippias ve Diogenes gibi düşünürler de yetiştirecek olan Milet okulunun, özellikle Thales'in, büyük önemi, insan düşüncesine yol göstermiş olmasıdır. bkz. Felsefe, İyonyalılar.