HAVÂSS


Results for "HAVÂSS"

Ottoman - Turkish Dictionary

HAVÂSS

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hâss - Hâssa. C.) Hâslar. Hâssalar. Keyfiyetler. Hususlar. * Dindarlık ve doğruluğu ile, ilmiyle âmil olup mâneviyat mertebelerinde yükselmekle makbul ve muteber olan zatlar. * Zenginler sınıfı. * Kur'anî ve manevî sırlara ve hususlara vâkıf bulunan, ilim, ibadet, tâat ve takva yolunda yükselerek mümtaz olan Evliyâullah. Herkesin hürmet ettiği büyük zevât. * Manevî te'sir için okunan duâlar.
Ottoman - Turkish Dictionary

HAVÂSS U AVÂM

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İleri gelen kimseler ve halk.
Ottoman - Turkish Dictionary

HAVASS-I (HAMSE-İ) BÂTINA

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kalbe bağlı beş duyğu: Hiss-i müşterek (hayâl kuvveti), müdrike (akıl), vehim (vâhime), hâfıza, mutasarrıfa (meydana getirici hayal kuvveti).
Ottoman - Turkish Dictionary

HAVASS-I (HAMSE-İ) ZÂHİRE

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Zâhirî beş duygu: Tatmak, görmek, işitmek, koklamak, dokunup duymak.
Ottoman - Turkish Dictionary

HAVÂSS-I HÜMAYUN

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Tar: Osmanlı İmparatorluğunun fütuhat devirlerinde (yükselme devri) fethedilen araziden devlet hazinesine ayrılan kısım. Her yer zaptedildikçe, arazi: timar, zeamet ve has namıyla üç sınıfa ayrılırdı. Meselâ 250 köyden müteşekkil bir sancağın 100-150 köyü ikişer üçer köy olarak 40-50 tımara ayrılır, harpte başarı gösteren askerlere dağıtılırdı. Kalanı zeamet ve has itibar edilerek bundan vezirlere, sancak beylerine, beylerbeyilere ve sâir devlet büyüklerine hisse ifraz edildikten sonra geri kalan kısım, "Hass-ı Hümâyun" namıyle devlete bırakılırdı. (O.T.D.S.)