ÜF
AB-I HUFTE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Durgun su. * Buz. * Billur. * Kınında bulunan kılınç.
AHMED-İ RÜFÂÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hi: 512-578) Büyük bir veliyullahtır. Pek çok kerametleri görülmüştür. İmam-ı Musa Kâzım Hazretlerinin evlâtlarından olup, dine büyük hizmetler etmiştir. (R.A.)
AHRUF
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Harf. C.) Uçlar. * şiveler, lehçeler. * Harfler.
ÂLEM-İ SÜFLÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Süflilerin âlemi. Dünyâ âlemi. Âlem-i şehadet, âlem-i nâsut. (Bak: Nâsut)(Şu kâinata nazar-ı hikmetle bakıldığı vakit, azim bir şecere mânasında görünür. Ve şecerenin nasıl dalları, yaprakları, çiçekleri, meyveleri vardır. Şu şecere-i hilkatin de bir şıkkı olan âlem-i süflinin: Anasır, dalları; nebatat ve eşcar, yaprakları; hayvanat, çiçekleri; insan, meyveleri hükmünde görünür. Sâni-i zülcelâl'in, ağaçlar hakkında câri olan bir kanunu, elbette şu şecere-i âzamda da câri olmak, mukteza-yı ism-i Hakîm'dir. S.)
ALUFE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Ulüf. C.) Hayvan yemi.