Millet Okulu.


Resultados para "Millet Okulu."

Diccionario filosófico

Millet Okulu.

(Diccionario filosófico) :
(Os. Milas medresesi, Fr. Ecole de Milet). Felsefeyi başlatan okul... Dinsel düşünceden kendini sıyırarak bilimsel bir niteliğe dönüşen ilk düşünce anlamındaki felsefe, İ.Ö. VI. yüzyılda, antik çağ Yunanlılarının Miletos (İzmir'in güneyinde Balat köyü) kentinde başlamıştır. Antik çağ Yunan düşüncesinin ilk üç düşünürü Thales, Anaksimandros, Anaksimenes Miletlidir. Milet okulu'na, Efesli Herakleitos'u da kapsayarak, İyonya okulu (Os. Medrese-i Yunaniyye, Fr. Ecole Ionique) da denir. Bakışlarını din'den ayırıp doğa'ya çeviren ilk düşünürler bunlardır, Miletlilerin başlıca ayırıcı nitelikleri fizikçi, kendiliğinden özdekçi ve diyalektikçe oluşlarıdır. Evrendeki her şeyin kendisinden yapılmış olduğu ilk neden ya da ilk özdek (Yu. Arkhe) olarak ileri sürdükleri su, hava vb. gibi özdekleri de canlı olarak düşünmüşlerdir; çünkü bu özdekler yaratıcıdır ve bütün varlıklar bu ilk özdeklerden oluşmuştur. Bu yüzden Milet okulu'nun düşünsel tutumuna canlı özdekçilik denir. Miletliler, Aristoteles'in anlatımıyle bilinmektedir. (Aristoteles, Metafizik, A 3, 983, b 6-11, 20). Onların karşılık aradıkları "bütün nesnelerin yapılmış olduğu ilk özdek nedir?" sorusu da Aristoteles tarafından ortaya konulmuştur. Bu soru, bir açıdan fiziğin başlangıcı olduğu kadar bir başka açıdan da metafiziğin başlangıcı sayılabilir. Çünkü çeşitli dönüşümlere uğrayarak evrensel nesneleri meydana getiren ve böylece sürekli olarak devinen ilk özdeğin kendiliğinden değişmediğini ve neyse o kaldığını düşündürmektedir. Nitekim, çok geçmeden, "ilk neden nedir?" sorusunu "oluş nedir?" sorusu izlemiş ve İyonya'lıların değişirlik felsefesi, karşısında, Elea'lıların değişmezlik felsefesi'ni bulmuştur. Miletlilerin varsayımlarını daha önce gelişmiş, özellikle Mısır ve Babil, bilgileri üstüne kurdukları kesindir. Ne var ki onlar, büyük bir düşünsel aşama olarak, pratik çalışma'yı kuramsal çalışma'ya dönüştürmüşlerdir. Felsefenin ilk kurucuları sayılmaları da bu yüzdendir. İlk filozof Thales, antik çağ Yunanlılarının pratikte işe yarar özdeyişler ileri sürmüş bulunan yedi bilge'sinden biriydi. Thales "ilk neden sudur" demekle pratik yarar düşüncesinden kuramsal bilgi düşüncesine ilk sıçrayan kişi olarak önem kazanmıştır. Bu sıçrama, bilimsel uğraşının ilk adımı olarak nitelenir. Aristoteles şöyle der: "Felsefeyle ilk uğraşanlar, bütün nesnelerin ilk temel (Arkhe) inin özdek olduğunu sanıyorlardı. Kendisinden var olan bütün şeylerin çıktığı ve olkten meydana geldiği ve yok olarak ona döndüğü şeye - temel varlık olduğu gibi kalıyor, yalnız durumları değişiyor- öğe diyor, bunun var olanların ilk başlangıcı olduğunu söylüyor ve bundan ötürü, bu biçimdeki varlaşma olduğu gibi kaldığından, hiç bir şeyin meydana gelmediğini ve hiç bir şeyin de yok olmadığını düşünüyorlardı. Bu türlü felsefenin asıl başı olan Thales bunun su olduğunu söylüyor. Bu düşünceye, belki de, bütün varlıkalrın besininin nemli olduğunu ve sıcağın da bu nemden çıktığını ve onunla yaşadığını görerek varmıştır, bir de bütün nesnelerin tohumlarının yaratılışının nemli olmasından. lİlk temelse kendisinden her şeyin meydana geldiği şeydir. Su ise nemli şeylerin ilk temelidir. Ondan çok daha eskiler de tanrısal bir düşünceyle doğa üstüne böylesine düşünceler yürütmüşlerdir. Okenanos'la Tetbys'i meydana gelişin babası ve anası, tanrıların and'ını da kendilerinin Styks adını verdikleri su yapıyorlardı. En saygıdeğer şey en eski olan şeydir, and da en saygıdeğer şeydir". Thales'in yaşadığı çağda Miletos kenti, önemli toplumsal ve ekonomik gelişmeler içindeydi. Tarihçe Rostovtzeff, bu kentte, önce halkın egemen nolup soylu kişileri öldürdüğünü, sonra da soyluların egemen olarak halktan olanları diri diri yaktıklarını anlatır (Eski Dünyanın Tarihi, c. I, s. 204). Bu yüzden yoksullar ve yoksul insanların uğraşısı sanılan felsefe de küçümseniyordu. Aristoteles'in Politeia adlı yapıtında anlattığına göre Thales bu kanıyı da değiştirmiş ve astronomi bilgisiyle bol zeytin ürünü alınacağını bir yıl önceden hesaplayarak zeytinlikleri ucuza kapatıp zengin olmuştur. Aristoteles şöyle der: "Thales, böylece, dünyaya, filozofların isterlerse zengin olabileceklerini, ama tutkularının başka türden olması nedeniyle yoksulluğu yeğlediklerini de göstermiştir". Thales, sudan ve denizden, ondan çıkan bütün canlılıkla birlikte denizsel bir enginlik ve sonsuzluğu da anlıyordu. Kendisini izleyen Anaksimandros, Thales'in ilk nedin su'yun yerine, sonsuz ve sınırsız (Yu. Apeiron)lığı koyarken bu düşünceden esinlenmiş olmalıdır. Anaksimandros, bu deyimiyle, göğün sınırları içinde bulunan evrenin karşıtı olarak sınırsız'lığı ortaya koymuştu. (Diels, Doxagraphi Graeci, 376, 3-6). Anaksimandros'un bu varsayımı da, kendisini izleyecek olan Anaksimenes'in, bu sınırsızlık içinde, evrenlerin çokluğu varsayımını etkilemiş olmalıdır. Anaksimenes'in üçüncü ilk neden varsayımı olarak ileri sürdüğü hava (Yu. Aer, pneuma, psykhe) da bu sınırsızlığı ve sonsuzluğu kapsar. Anaksimenes, salt sınırsızlık'ın nesnelerin varlaşmasını açıklamayacağını düşünmüştür. Ona göre bu sınırsız özdek, seyrekleşip yoğunlaşmasıyle, nesneleri varlaştıran hava olmalıdır. Daha sonra Hippias ve Diogenes gibi düşünürler de yetiştirecek olan Milet okulunun, özellikle Thales'in, büyük önemi, insan düşüncesine yol göstermiş olmasıdır. bkz. Felsefe, İyonyalılar.