piyasa


Results for "piyasa"

Dictionary of Economics

SATICI PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Talebin arzdan daha fazla olduğu bir durumdur. Satıcı piyasasında firma alıcılara karşı avantajlı durumundadır. Bu nedenle satıcılar fiyatı istedikleri gibi belirleyebilirler. Satıcı piyasasında normal eğilim fiyatların yükselmesidir. Resmi makamlar fiyat yükselişlerine müdahale ederlerse satıcı piyasasında karaborsa ortaya çıkabilir.
Dictionary of Economics

SERMAYE PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Kredi arz ve talebinin uzun süreli olarak karşılaştıkları piyasadır. Hisse senetleri ve tahvillerin alınıp satıldığı örgütlenmiş, birincil ve ikincil piyasalardan oluşur. Piyasaya yeni süarülen hisse senedi ve tahviller birincil piyasada, eski menkul değerler ise ikincil piyasada işlem görür. Geniş anlamda sermaye piyasası kredi, döviz, hisse senedi, tahvil ve altın gibi her türlü menkul değerin bütün alım satımını içermektedir. Sermaye piyasasının yararları şöyle sıralanabilir:1) Başarılı kuruluşların menkul değerleri talep edileceğinden, tasarrufların buralara kayarak verimli kullanılmasını sağlar.2) Şirketlerin öz kaynak yetersizliği çözümünde, hisse senedi ve tahvillerin kolayca pazarlanmalarına yardımcı olur.3) Bir yandan üretimin mülkiyetini yaygınlaştırırken, küçük tasarruf sahiplerine de cazip gelir elde etme olanağı hazırlar.
Dictionary of Economics

TAM REKABET PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Bir mal için tek bir fiyatın geçerli olduğu ve bu fiyatın da sadece arz ve talep tarafından belirlendiği piyasa türü. Tam rekabet piyasasının özellikleri şunlardır:-Sonsuz sayısında alıcı ve satıcı vardır. Alıcı veya satıcılar tek başlarına piyasada oluşmuş fiyatı etkileyemezler.-Satılan mallar birbirlerinin yerini tam olarak tutarlar.-Her alıcı ve satıcı piyasada olup bitenler hakkında tam bilgiye sahiptir.-Alıcı ve satıcılar çıkarlarını maksimuma çıkarmak için rasyonel (akılcı) davranırlar.-Piyasaya giriş ve çıkış serbesttir. Üretim fakörleri tam bir mobiliteye sahiptirler.Bu özelliklerin bulunduğu tam rekabet piyasasında fiyat kişisel etkilerden bağımsız olarak arz ve talep tarafından belirlenir. Bu durumda tüm alıcı ve satıcılar piyasada oluşan fiyatı kabullenmek durumunda kalırlar. Bazı iktisatçıların serbset rekabet piyasası olarak da adlandırdıkları tam rekabet piyasası çok özel bir durumdur. Gerçek hayatta böyle bir piyasaya rastlanılamaz. Döviz piyasası tam rekabet piyasasına en yakın piyasadır.
Dictionary of Economics

ULUSLARARASI PARA PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Döviz alım satımının yapıldığı, ulusal paraların karşılıklı değerini ifade eden döviz kurunun belirlendiği piyasa. Bu piyasalarda uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilmiş her ulusal paranın bugünkü ve gelecekteki değeri birbirinden ayırt edilir. Piyasanın kapandığı andaki değeri belirten bugünkü değer çok küçük bir farklılık gösterse bile aracı kuruluşlar spekülatif bir alım satım işlemini başlatır. Böylece, piyasalar arasındaki çok küçük kur ayrılıkları, hiçbir risk sözkonusu olmadan arbitraj adı verilen işlemlerle giderilir.Uluslararası pazar piyasalarında alıcı ve satıcı olarak bulunan kamu kuruluşları bu piyasalarda kamu gözetimi sağlar. Merkez bankaları piyasa işlemleriyle döviz kuruna doğrudan müdahale eder, ayrıca hükümet faiz oranlarını değiştirerek dolaylı biçimde döviz kurunu belli bir düzeyde tutmya çalışır.
Dictionary of Economics

VADELİ DÖVİZ İŞLEMLERİ VE PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Belirli bir miktardaki dövizin gelecekte belirlenen bir tarihte, bugünden üzerinde anlaşmaya varılan bir kur üzerinden (Vadeli döviz kuru) alınıp satılması için, bugün yapılan bir anlaşmaya dayanan döviz işlemleri. Bu işlemlerin yapıldığı piyasaya da vadeli döviz piyasası denir. Vadeli döviz işlemleri, döviz riskinden kaçınmak için başvurulan işlemlerdir.