rivayet


Results for "rivayet"

Ottoman - Turkish Dictionary

RİVAYET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hikâye edilen hâdise veya söz. * Bir hâdisenin başkalarına anlatılması. * Peygamberimiz'den (A.S.M.) işittiklerini veya sahabeden duyduklarını birisinin başkasına anlatması. * Kuyudan halk için su çekmek.(Eğer denilse : Resül-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın her hal ve hareketini kemal-i ihtimam ile Sahabeler muhafaza ederek nakletmişler. Böyle mu'cizat-ı azime, neden on-yirmi tarik ile geliyor? Yüz tarik ile gelmeli idi. Hem neden Hazret-i Enes, Câbir, Ebu Hüreyre'den çok geliyor; Hazret-i Ebu Bekir ve Ömer az rivayet ediyor?Elcevab: Nasılki insan, bir ilâca muhtaç olsa, bir tabibe gider; hendese için mühendise gider, mühendisten nakleder; mes'ele-i şer'iyye, müftüden haber alınır ve hâkezâ.. Öyle de, sahabe içinde, ehadis-i Nebeviyeyi, gelecek asırlara ders vermek için, ulemâ-i sahabeden bir kısım, ona mânen muvazzaf idiler. Bütün kuvvetleriyle ona çalışıyorlardı. Evet Hazret-i Ebu Hüreyre, bütün hayatını, hadisin hıfzına vermiş; Hazret-i Ömer, siyaset âlemiyle ve hilafet-i kübra ile meşgul imiş. Onun için, ehâdisi, ümmete ders vermek için, Ebu Hüreyre ve Enes ve Câbir gibi zatlara itimad edip; ondan, rivayeti az ederdi. Hem mâdem sıddık, saduk, sâdık ve musaddak bir sahabenin meşhur bir namdarı, bir tarik ile bir hâdiseyi haber verse; yeter denilir, başkasının nakline ihtiyaç da kalmaz. Onun için bâzı mühim hâdiseler, iki-üç tarik ile geliyor. M.)
Islamic Glossary

RİVÂYET

(Islamic Glossary) :
1. Bir şeyi haber vermek veya haber verilen şey.Hazret-i Ali radıyallahü anhtan gelen rivâyetlerde şöyle buyruldu: "Kalbler, kablara benzer.Hayırlı olan, hayırla dolu olandır.""Her fenâlıktan uzak kalmanın yolu dili tutmaktır."2. Nakletmek, bildirmek.Ahmed bin Hanbel'in rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bâzısı şöyledir:Kişinin günâhları çoğaldığı zaman, günâhlarına keffâret için, Allahü teâlâ onu geçimsıkıntısına düşürür.Îmânın en sağlam kulpu; Allah için sevmek ve Alah için buğzetmektir (düşmanlıketmektir) .Dünyâyı seven, âhiretine zarar eder. Âhiretini seven, dünyâsını zararlandırır. Bu böyleolunca siz bâkîyi (âhireti) fânî (dünyâ) üzerine tercih ediniz.Hâşim-i Sugdî hazretleri, hocası Ebû Bekr-i Verrâk rahmetullahi aleyhten rivâyet ederekbuyurdu ki: "Çok uyumak, çok yemek ve çok konuşmak, gönlü katılaştırır."
Turkish - English dictionary

rivayet

(Turkish - English dictionary) :
,-ti 1. rumor, hearsay. 2. relating, passing on (something heard from someone else). birleşik zamanı gram. a verb form modified by the addition of miş to show that the speaker infers that the action has happened, is happening, or will happen. etmek /ı/ to relate, pass on (something heard from someone else).
Islamic Glossary

Rivâyet Tefsiri

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmdeki bâzı âyet-i kerîmelerin başka âyetlerle veya Peygamber efendimizinsünneti veya Eshâb-ı kirâmın mübârek sözleriyle açıklanması. Buna me'sur veya naklî tefsir dedenir.
Islamic Glossary

Rivâyet Yolu

(Islamic Glossary) :
İctihâdda Medîne-i münevvere halkının âdetlerini kıyastan üstün tutan. Hicâz âlimlerininyolu. Rivâyet yolundaki müctehidlerin büyüğü İmâm-ı Mâlik rahmetullahi aleyhtir. (Bkz. Ehl-iRivâyet)