sendika


Results for "sendika"

Philosophical Dictionary

Sendikacılık.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Loncacılık, Fr. Syndicalisme). Lonca temeline dayanan toplumculuk... Toplumculuk (sosyalizm) öğretisinin çeşitli anlayışlarından biri de sendikacılık (sendikalizm) anlayışıdır. Sendikacılık, sendikayı (işbirilği temeline dayanan örgüt) yenileştirilmesine çalışığlan toplumun temeli ve çekirdeği sayar. Toplumcudur (sosyalist); ekonomik değeri insan emeğinin belirlediğini, üretim araçlarının toplumsallaştırılması gerektiğini, anamalcılığın sınıf savaşını gerektirdiğini savunur. Bununla beraber konümizme ve kolektivist toplumculuğa karşıdır. İlkelerini, Karl Marx'tan (1818-1883) çok Pierre Joseph Proudhon'dan (1809-1865) almaktadır. Bu bakımdan başsızcıdır (anarişst), devletsizliği benimser. Devlet görevlerinin iş temeli üzerinde örgütlenmiş üretici kuruluşlarına devredilmesi gerektiğini savunur. İnsanlığı, üretmin gelişmesine yardımcı olmayan görevliler değil, kol işçilerinin kendileri belirler. lkİşçiler, aydınlar grubunun yönetimine girmemelidirler. Sendikacılıktan başka bütün toplumculuk öğretileri, bu aydınlar grubunun kuramsal düşüncelerinden doğmuştur ve ana düşünceye ihanet etmektedir. Amaç, politik yöntemlerle, örneğin parlamentoya temsilci göndermek yoluyle gerçekleştirilemez; çünkü bu temsilciler kısa bir süre içinde burjuvalaşırlar. Amaca götüren tek yol grevdir. Ama bu grev, genel bir grev değildir. Bütün işçilerin sınıf bilincine erişerek greve gitmelerini beklemek düşçülüktür, olmayacak bir iştir. Bu bakımdan, ana endüstri kollarında çalışan yeterli sayıda bilinçli işçinin, bağın koparılması için zorunlu noktaya varıldığı anda, greve giderek üretim araçlarını ele geçirmesi ve anamalcılığa son vermesi gerekir. Çoğunluk gerekmez, geçiş döneminde de bilinçli bir azınlık çoğunluğu kendi kurtuluşlarına ulaştırmaya yeterlidir. Grev, bütün işçilerin katılmasını istememek bakımından genel bir grev değilse de bütün ana endüstri kollarında gerçekleştirilmesini istemek bakımından genel bir grevdir. Daha çok ücret ve daha az iş saatı için mücadele etmek sınıf bilincini güçlendirmek bakımından yararlıdır; fakat bütün bunların üstünde asıl sınf kavgasını güçlendirecek olan, işçilerin denetime kadtılmaları için yapılacak mücadeledir. Ayrıca, sırasında kullanılmak sxşartıyle, boykot politikasından, işin sendika koşullarına uygun yapıldığını gösteren etiket yapıştırma (Fr., İng. Label) ve çok az iş çıkarmak için dikkat etme (İng. Co-canny) yöntemlerinden de yararlanmalıdır. Devrimden sonra toplum, Fransız Genel İş Konfederasyonu (Confederation General du Travail) örneğine uygun olarak biçimlendirilecektir. Bu biçim, merkeziyetçi değil, adem-i merkeziyetçi bir biçimdir. Her bölgenin sendikası, her türlü yönetime yetkili olarak, birkaç bölgeyi içine alan daha geniş bir bölge konferasyonu kuracaktır. Daha açık bir deyişle, merkez konfederasyonu değil, çeşitli bölge konfederasyonları kurulacaktır. Bu bölge konfederasyonları bir çeşit borsa (Proudhon düşüncesi) niteliğini alacak ve kendi bölgesinin ekonomik gereklerini, diger bölge borsalarıyle işbirliği yaparak, genel ekonomik gereklerle uzlaştıracaktır. Toplum örgütü, en küçük endüstri birimlerine dayandırılacaktır ve bu birimler her bakımdan yetkili ve özgür bulunacaklardır. Borsaların görevi, çeşitli bölgeler arasında aracı olmaktan ibarettir. bkz. Sendika, Başsızcılık, Toplumculuk.
Turkish - English dictionary

sendikal

(Turkish - English dictionary) :
pertaining to a labor union, union, Brit. trade-union.
Turkish - English dictionary

sendikalaşmak

(Turkish - English dictionary) :
to organize themselves into a labor union.
Turkish - English dictionary

sendikalaştırmak

(Turkish - English dictionary) :
/ı/ to unionize (a group).
Turkish - English dictionary

sendikalı

(Turkish - English dictionary) :
1. member of a labor union. 2. (someone) who belongs to a labor union.