sermaye


Results for "sermaye"

Turkish - English dictionary

sermaye

(Turkish - English dictionary) :
1. capital (money or property used for the production of more wealth). 2. outlay; cost price; production cost. 3. wealth. 4. slang prostitute, whore. yi kediye yüklemek to throw one´s money to the wind.
Dictionary of Economics

SERMAYE / HASILA ORANI

(Dictionary of Economics) :
Sermaye / Hasıla oranı bir birim gelir (hasıla ) elde emek için gerekli olan yatırım miktarını gösterir.k = I (yatırım) olarak ifade edilir/Y (Gelir)Planlanan bir kalkınma hızı için gerekli olan yatırım miktarının belirlenmesinden sermaye / hasıla oranından yararlanılabilir. Örneğin bir ülkede sermaye / hasıla oranı 4/1 olsun % 6 kalkınma isteyen bu ülkede milli gelerinin % 15i yatırımlara ayrılması gerekir.
Dictionary of Economics

SERMAYE BİRİKİMİ

(Dictionary of Economics) :
Ekonomik kalkınmanın stratejik faktörlerinden biridir. Sermayenin kaynağı tasarruftur. Sermaye birikimi için tüketimin ertelemmesi gerekir. Tasarruf, gelirin tüketilmeyen bölümüdür. Tasarruf iradi olabileceği gibi zorunlu da olabilir. Azgelişmiş ülkelerde gelir düzeyinin düşük olması tasarruf olanaklarını kısıtlamaktadır. Tasarrufun az olması, sermaye birikimini engellemekte ve yatırım düzeyinin yetersizliği ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak gelir düzeyi düşük olmaktadır.
Dictionary of Economics

SERMAYE GİDERLERİ

(Dictionary of Economics) :
İşletmenin banka, finansal kuruluş ve borç alınan üçüncü şahıslara ödediği faizdir. Finansman giderleri olarakta adlandırılırlar.
Dictionary of Economics

SERMAYE HAREKETLERİ

(Dictionary of Economics) :
Dış ödemeler bilançosunun ana hesap gruplarından biridir. Bu hesapta ülkeden sermaye çıkışı borçlu işlem, ülkeye sermaye girişi alacaklı işlemdir. Sermaye işlemleri sürelerine göre uzun ya da kısa süreli olabilir. Bazı ülkelerde sısa süreli sermaye fonları faiz oranlarına karşı çok duyarlıdır. Ülkeye gelen ve ülkeden çıkan sermaye öedemeler bilançosunu doğrudan etkiler.