sünnet


Results for "sünnet"

Islamic Glossary

REVÂTİB SÜNNETLER

(Islamic Glossary) :
Peygamber efendimizin beş vakit namazın farzından önce veya sonra devamlı kıldığımüekked sünnetler.Revâtib sünnetler, sünnet-i hüdâ olup, bunlar İslâm dîninin şiârıdır (alâmetidir). Bu ümmetemahsusturlar. (Abdülganî Nablüsî)Revâtib sünnetler nâfile niyeti ile veya yalnız namaza niyet etmekle sahîh olur. Yâni ovaktin sünneti olur. Ayrıca sünnet diye niyet etmeye lüzum yoktur. (İbn-i Nüceym)Revâtib sünneti özr ile terk edenler af olur. Özürsüz terk edenler azarlanır, inkâr edenlerîmânsız olur. (İbn-i Âbidîn)
Islamic Glossary

SÜNNET

(Islamic Glossary) :
Yol, kânun, âdet.1. Peygamber efendimizin mübârek sözleri, işleri ve görüp de mâni olmadığı şeyler.Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehîd sevâbı vardır. (Hadîs-işerîf-Hadîka)On şey sünnettir: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak, misvâk kullanmak, nazmaza (ağızasu alma) , iştinşak (buruna su çekme) , tırnak kesmek, ayak parmaklarını yıkamak, koltukaltını temizlemek, kasıkları temizlemek, su ile istincâ (önden ve arkadan necâset, pislik çıkanyerleri temizlemek) . (Hadîs-i şerîf-Tebyîn-ül-Hakâyık)2. Din bilgilerinde senet, kaynak olan dört temel delîlden biri. Hadîs-i şerîfler.Edille-i şer'iyye, din bilgilerinin elde edildiği kaynaklar dörttür: Kitab (Kur'ân-ı kerîm),sünnet, icmâ-ı ümmet (bir asırda bulunan, Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden mânâçıkarabilen müctehid denilen derin âlimlerin, dînî bir işin hükmünde bir leşmeleri, aynı sözüsöylemeleri veya aynı işi yapmaları), ve kıyâs-ı fukahâ (hükmü, mânâsı nasstan yâni Kur'ân-ıkerîm ve hadîs-i şerîften açıkça anlaşılamayan bir şeyin hükmünü, hükmü bilinen ve bu şeyebenzeyen başka bir şeyin hükmünden anlamak)dır. (İbn-i Âbidîn)Sünnet, Kur'ân-ı kerîmi tefsir etmekte, açıklamaktadır. Mezheb imâmları (Hanefî, Şâfiî,Mâlikî, Hanbelî), sünneti açıklamışlardır. Din âlimleri de, mezheb imâmlarının sözleriniaçıklamışlardır. Kıyâmete kadar da böyle olacaktır. Sünnet olmasaydı; sul ar ve tahâret(temizlik) bahislerini, namazların kaç rek'at olduklarını, rükû ve secdede okunacak tesbihleri,bayram ve cenâze namazlarının nasıl kılınacağını, orucun, haccın farzlarını ve nikâh, hukukbilgilerini, hiçbir âlim, Kur'ân-ı kerîmde bulamaz ve öğrenemezdi. (İmâm-ı Şa'rânî)3. Şerîat yâni İslâm dîni.Sünnetimi terk edene, şefâatim harâm oldu. (Hadîs-i şerîf-Şerh-i Hadîs-i Erbaîn)İslâm dîni garîb olarak başladı. Son zamanlarda da garîb olacaktır. Bu garîb insanlaramüjdeler olsun! Bunlar insanların bozduğu sünnetimi düzeltirler. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât)Sünneti en iyi bilen, imâm olur. (Kudûrî)Peygamber efendimizin gösterdiği İslâmiyet yolunda bulunabilmek ve O'nun sünneti üzereyaşayabilmek için; önce doğru îmân etmek, sonra harâmlardan sakınmak, sonra farzlarıyapmak, sonra mekrûhlardan sakınmak, daha sonra müstehâbları yapmak lâzımdır. (İmâm-ıRabbânî)Allahü teâlâya götüren en emîn yol; bütün iş, hareket ve ibâdetlerde Peygamber efendimizinsünnetine tâbi olmaktır. (Ebû Ali Cürcânî)
Islamic Glossary

Sünnet Olmak

(Islamic Glossary) :
Çocuğun sünnet derisinin çepeçevre kesilmesi. Hitân.Çocuğu sünnet ettirmek Peygamber efendimizin mühim sünnetlerindendir. İslâmiyet'in şiârı,alâmeti ve nişanıdır. Çocuğun sünnet olma yaşı kesin bildirilmemiştir. Yedi ile on iki yaş arasıen iyisidir. Sünnet ederken, topluca yüksek sesle bayram tekbîr i söylenir. Sünnet olmayanlardaçeşitli hastalıklar olur. (Alâüddîn-i Haskefî)Resûlullah efendimiz doğduğu zaman, göbeği kesilmiş ve sünnet olmuş görüldü. (İmâm-ıKastalânî)Îmâna gelen yaşlı adamın sünnet olması şart değildir. Hiç olmasa da olur. (AbdülganîNablüsî)
Islamic Glossary

Sünnet-i Gayri Müekkede

(Islamic Glossary) :
(Kuvvetli olmayan sünnet) Peygamber efendimizin, ibâdet maksadı ile arasıra yapıp, arasıraterk ettikleri işler ve ibâdetler. Buna, müstehâb da denir.İkindi ve yatsı namazlarının ilk dört rek'atlik sünnetleri, sünnet-i gayr-i müekkededir. (İbn-iÂbidîn)
Islamic Glossary

Sünnet-i Hasene

(Islamic Glossary) :
İlk asırda (Resûlullah efendimiz ve O'nun arkadaşları olan Eshâb-ı kirâm zamânında) asıllarıîtibâriyle bulunan, sonraları daha da geliştirilen, minâre, mektep yapmak ve kitâb yazmak gibi,İslâm'ın izin verdiği, hattâ emrettiği güzel ve faydalı işler .Bir kimse, İslâm'da bir sünnet-i hasene yaparsa, bunun sevâbına ve bunu yapanlarınsevâblarına kavuşur. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim)Minâre, müstehab olan sünnet-i hasenedir. Çünkü, müezzinin, ezânı yükseğe çıkıp okumasısünnettir. Minâre, bu sünnete yardım etmektedir. (Abdülganî Nablüsî)İslâm âlimlerinin çoğu, amelde bid'atleri (dinde ortaya çıkan, yapılan yenilikleri) iki kısmaayırdılar. Sünnete muhâlif olmayan yeniliklere, yâni birinci asırda Eshâb-ı kirâm zamânında aslıbulunanlara, bid'at-ı hasene (güzel, beğenilen bid'at) dediler. Aslı bulunmayanlara (dindenolmayan ve ibâdet olarak yapılan şeylere), bid'at-i seyyie (kötü, çirkin bid'at) dediler. İmâm-ıRabbânî hazretleri ise, aslı bulunanlara bid'at ismini bulaştırmadı. Bunlara, sünnet-i hasenededi. Mevlid okumak, minâre, türbe yapmak böyledir. Bid'at ismini, yalnız aslı bulunmayanlaraverdi. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)