tef


Results for "tef"

Ottoman - Turkish Dictionary

TEFEKKÜR

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Fikretmek. Düşünmek. Fikri harekete getirmek.(Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümâtını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususi ahvâlinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tetkikat yap. Fakat afâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilâta geçme. Çünkü icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilâtında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor; sahili yoktur. İçine dalma boğulursun. Arkadaş! Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfâkî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin. Aksini yaptığın takdirde kesret fikrini dağıtır. Evham seni havalandırır. Enaniyetin kalınlaşır. Gafletin kuvvet bulur, tabiata kalbeder. İşte dalâlete îsal eden kesret yolu budur. M.N.)"Bir saat tefekkür, bir sene nâfile ibadetten hayırlıdır" (Hadis-i şerif meâli) (Bak: Ülfet)
Ottoman - Turkish Dictionary

TEFEL

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Guslü ve temizliği terk etmekle vücudun kokması.
Ottoman - Turkish Dictionary

TEFELLUK

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Yarılma, çatlama.
Ottoman - Turkish Dictionary

TEFELLÜC

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Felç olma, felce uğrama. * Yarılıp çatlama.
Ottoman - Turkish Dictionary

TEFELLÜL

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Kılıç) gedik olmak, yaralanmak. Rahnedar olmak.