tr
train 2
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek. 2. antrenman/idman yapmak. 3. on (ateşli silah, fotoğraf makinesi, projektör v.b.´ni) -e çevirmek, -e yöneltmek. 4. (bir bitkiyi) (belirli bir yöne doğru/belirli bir biçimde) büyütmek: You ought to train a magnolia against that wall. O duvarı bir manolyayla kaplamalısın.
trainer
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. terbiyeci, hayvan terbiyecisi. 2. antrenör. 3. İng. tenis ayakkabısı.
training
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. eğitim, terbiye, yetiştirim. 2. antrenman, idman.
traipse
(English - Turkish Dictionary) :
f., k. dili yürümek.
trait
(English - Turkish Dictionary) :
i. özellik, hususiyet.