uluslararası


Results for "uluslararası"

Dictionary of Economics

ULUSLARARASI ÖDEMELER BANKASI

(Dictionary of Economics) :
1930da İsviçrenin Basel kentinde, birinci Dünya Savaşının sonrasında Almanyanın savaş tazminatlarıyla ilgili yükümlülüklerini yerin getirmesini denetlemek ve çeşitli ülkelerin merkez bankaları arasında işbirliği sağlamak amacıyla oluşturulan uluslararası banka. Zamanla ekonomik ve parasal konularda araştırmalar gerçekleştiren, ayrıca belirli anlaşmaların uygulanmasını sağlamala görevli bir danışmanlık merkezine dönüşmüştür. Şu anda AET üyesi ülkelerce kurulan Avrupa Parasal Yardımlaşma Fonunun bir kuruluºu durumuna geldi.
Dictionary of Economics

ULUSLARARASI LİKİDİTE

(Dictionary of Economics) :
Dış ödemelerde kullanılabilir satınalma gücü. Merkez Bankası ile Hazinenin rezervleri, ülkelerin uluslararası likitidesini oluşturur. Uluslararası likidite niteliğinde dış ödeme araçlarından bazıları şunlardır: uluslararası standartlarda altın stoku, serbest döviz ihtiyatı ve kısa zamanda likiditeye çevrilecek dış alacaklar, Uluslararası Para Fonu disponibolitesi, özel çekiş hakları.
Dictionary of Economics

ULUSLARARASI PARA FONU (IMF)

(Dictionary of Economics) :
1944de Bretton Woods Konferansında uluslararası parasal işbirliği sağlamak, döviz kurlarına istikrar kazandırmak ve uluslararası likiditeyi artırmak amacıyla kurulan örgüt. Birleşmiş Milletlerin bir uzmanlık kuruluşudur, merkezi Washingtondadır. Faaliyetlerini Bretton Woods ilkeleri olarak bilinen kurallar çerçevesinde yürütülen Fonun 1978de ikinci kez yapılan anasözleşme değişikliğniden sonra Fona üye ülkeler döviz kur değişikliklerini Fonun denetiminde olmak koºulu ile istedikleri gibi gerçekleştirebilir duruma gelmişlerdir. Fonun finansla kaynakları üyelerin katkıları ve sağlanan borçlardan oluşmaktadır. 1983de yapılan yeni bir düzenlemeden sonra, üyelerin yaptıkları katkılardan oluşan kotalardaki artışın dörtte biri Özel Çekiş Hakkı (SDR) ve (veya) Fon tarafından kabul edilebilir niteliği olan herhagni bir konvertibl döviz ile, geriye kalan dörtte-üçlük kısım ise ulusal para ile ödenmektedir. Fon, üyelerine dış ödeme güçlüklerini ortadan kaldırması amacıyla kredi açar. Bu krediler normal-çekme hakları, özel çekme hakları ve kolaylıklar yoluyla sağlanan krediler biçimindedir. Fonun gerek üyesi olan ülkelerin ekonomik yapıları, gerekse dünya ekonomisinin genel gelişimine ilişkin değerlendirmeleri, uluslararası finansal kurumların çeşitli ülkelere kredi açıp açmama konusundaki kararlarının önemli ölçüde etkilemektedir. Fonun yönetimi ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve Japonya egemenliği altındadır.
Dictionary of Economics

ULUSLARARASI PARA PİYASASI

(Dictionary of Economics) :
Döviz alım satımının yapıldığı, ulusal paraların karşılıklı değerini ifade eden döviz kurunun belirlendiği piyasa. Bu piyasalarda uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilmiş her ulusal paranın bugünkü ve gelecekteki değeri birbirinden ayırt edilir. Piyasanın kapandığı andaki değeri belirten bugünkü değer çok küçük bir farklılık gösterse bile aracı kuruluşlar spekülatif bir alım satım işlemini başlatır. Böylece, piyasalar arasındaki çok küçük kur ayrılıkları, hiçbir risk sözkonusu olmadan arbitraj adı verilen işlemlerle giderilir.Uluslararası pazar piyasalarında alıcı ve satıcı olarak bulunan kamu kuruluşları bu piyasalarda kamu gözetimi sağlar. Merkez bankaları piyasa işlemleriyle döviz kuruna doğrudan müdahale eder, ayrıca hükümet faiz oranlarını değiştirerek dolaylı biçimde döviz kurunu belli bir düzeyde tutmya çalışır.
Dictionary of Economics

ULUSLARARASI TARIMSAL KALKINMA FONU

(Dictionary of Economics) :
Yoksul ülkelerin gıda üretimlerini artırmak amacıyla kurulmuş Birleşmiş Milletler uzmanlık kuruluşu. Haziran 1976da kuruldu. Merkezi Romadadır. Fon gıda üretiminin teknik olanaklar kadar, siyasal ve toplumsal koşullar tarafından da belirlendiği gerçeğini dünya kamuoyuna kabul ettirmeye çalışır. Bu noktadan yola çıkarak yalnızca ekonomisi tarıma dayanan azgelişmiş ülkelere ve bu ülkelerde yaşayan en yoksul topluluklara yardım sağlar. Fonun öncelikli hedefleri sırasıyla gelişmekte olan ülkelerde gıda üretimini artırmak, yoksul ya da toprakszı çiftçilere istihdam olanğı sağlamak ve kötü beslenmeyi azaltmaktır.