yabancı


Results for "yabancı"

Sociological Dictionary

KÜLTÜREL YABANCILAŞMA [İng. Cultural Alienation]:

(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Yabancılaşma)
Sociological Dictionary

YABANCI DÜŞMANLIĞI [İng. Xenophobia]:

(Sociological Dictionary) :
Avrupa kıtasında nüfusunun yoğun göçe tâbi olması, ticârî ilişkilerin gelişmesi, gelişmiş olkelerin 1960 yılından itibaren yabancı işgücü ithali, Avrupaülkelerinin uzun yıllar sahip oldukları sömürgeleri ile olan ilişkilerinin değişik şekiller altında devam etmesi, II. Dünya Harbinin birçok insanın ölümünesebep olması, parçalanmalar, neticede Avrupa'nın II. Dünya Harbinden sonra siyasî şekillenmesinde çok arklı unsurları kapsayan devletleri ortaya çıkarmıştır. Avrupa ülkelerinde heterojen (karmaşık), çok kültürlü ve çok etnikli bir yapılaşma doğmuştur.1950'li ve 1960'lı yıllarda işgücü açığı bulunan ülkelerin yabancı kaynaklı nüfusa başlardaki ulumlu tavrı zamanla değişmiş, ailelerin birleştirilmesi ve zamanla yabancı kaynaklı nüfusun göç alan ülkelerle bütünlemesi, o ülkelerin etnik bir grubu haline gelmeleri, mülk ve meslek edinmeleri, çeşitli sorunlarla karşılaşan yerlileri yabancılara karşı tavır almaya zorlamıştır.Nitekim, 1980'li yıllarda daha da netleşen yabancı düşmanlığı, bilhassa bu toplumlarda cemaatleşme eğilimi gösteren barjinal topluluklarca sürdürülmektedir. Yabancıların ve bu arada Türklerin can ve mal güvenliğini de zedeleyen gelişmeler,demokratik ve insan hakları patentini taşıyan ülkelerin bir açığı olarak ortaya çıkmıştır.
Sociological Dictionary

YABANCILAŞMA [İng. Alienation]:

(Sociological Dictionary) :
İlk defa F. Hegel tarafından kullanılan yabancılama kavramı ile Tanrı'nın insana yabancılaştığı ortaya konmaktadır. Yabancılaşma, fizikî anlamda insanın varoluşu ile ruhî anlamdaki varlığı arasındaki mesafeye dayanmaktadır. Hegel gibi Feuerbach da Tanrı fikrinden hareket ederek Hegel'in görüşlerine yaklaşmaktadır.Hegel'in ve Feuerbach'ın görüşlerinden farlı olarak K. Marx, emeğin yabancılaşması üzerinde durmaktadır. Emeğin üretimde oranı arttığı oranda, emek üretim süreciyle yabancılamakta ve kapitalist sistemde işçilerin ürettikleri değerler, işçiye düşman hale gelmektedir. Emeğin kendi insanî özne dönebilmesi şarttır. Emeğin ürettiği mallar, bizzat üretene yabancılaşmaktadır.K. Marx'dan farklı olarak Erich Fromm, insanın özünden uzaklaşması ve ruhî unsurun zayıflaması üzerinde durmaktadır. İnsan, insanın varoluşunun gerçek anlamı olan beşerî değerin dışına taşan bir egoizme sürüklenmektedir.Sabri Ülgener'e göre, yabancılama, emeğin sermaya ve topraktan koparılıp, aralarına aşılmaz setler koymakla yaratılmakta ve bir değişmez alınyazısı halinde süreceği zannedilmektedir. (Ülgener, S. F., 1978)Sanayileşmenin ve dolayısıyla makineleşmenin ilk dönemlerinde görülen yabancılaşma, sanayi toplumlarının istikrara kavuşması,boş zaman faaliyeti, çaışma hayatının düzenlenmesi, siyasî katılmanın yanısıra yönetime katılma örnekleriyle hafiflemiştir. Sanayi toplumlarında yabancılaşmanın, sınıf şuurunu daha da kesinleştirererk, sınıf kavgalarını şiddetlendireceği varsayımı teorik bir yaklaşımdan öteye geçememiştir.Nitekim, R. Blauner, "Alienation and Freedom" adlı eserinde ileri sanayi toplumunun kazandığı istikrar ve yeni dengeler, K. Marx'ın ileri sürdüğünün aksine yabancılaşmayı arttırmamış; ama onun olumsuz etkilerini azaltabilmiştir. (Bkz. İleri Sanayi Toplumu, Blauner, R., 1964)E. Durkheim'e göre, yabancılama ve anomi ibölümünün tabiî yönünden saptığı ve dayanışmadan uzaklaşıldığı vakit ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, işbölümünün anormal şekilleri görülmektedir. (Bkz. Anomi) E. Durkheim, somut bir yaklaşımla ve gerçekçi olarak, sadece çaıma hayatında değil; ama toplum seviyesinde yabancılaşmaya değinir. Moral değerlerin ve dayanışmanın zayıflamasi ile yabancılaşma şiddetlenmektedir. (Durkheim, E., 1964) E. Durkheim'in işaret ettiği gerçek birçok sosyolog tarafından da kabul görmekte, artık literatre yabancılaşmalar girmektedir. Nitekim, toplumun genelindeki moral çöküntü, müesseselerin fonksiyonalarını yitirmesi, frdin çevrenin tesiriyle kendini güçsz hissetmesi, sosyal tecrit (yalnızlama) bu konuda bazı örneklerdir. (Anderson, C. C. and Seeman, M., 1983)Günümüzün sanayi toplumlarında görülen yabancılaşma; faydacı, maddeci ve ferçi değerlerin doğrduğu gerginliklerden ve moral tatminsizlikten kaynaklanır hale gelmektedir. Yabancılaşma süreci, insanı sadece ürittii mal ve hizmet dolayısıyla farkeden, hatırlayan, onu üretim sürecinde yeralan bir üretim aracı gibi gören maddeci yaklaımlardan uzaklaşıldığı oranda, yabancılaşma ve diğer sosyal hastalıklardan korunulabilir.Ayrıca, halk-aydın ikililiğinin doğurduğu yabancılaşmaya Z. Gökalp temas etmektedir. (Bkz. Z. Gökalp ve Kültür)
Dictionary of Economics

YABANCI SERMAYE

(Dictionary of Economics) :
Bir ülkedeki mevcut sermaye stokuna başka bir ülkenin sahipliğindeki ilave sermaye katkısı. Bir ükledeki yabancı sermaye, özel dolaysız yabancı sermaye yaptırımları ile portföy yatırımlarından oluşur. Portföy yatırımları, tasarruf sahiplerinin bir faiz veya dividant geliri elde etmek için uluslararası sermaye piyasalarından menkul değerler satın almalarını ifade eder. Özel dolaysız yabancı sermaye yaptırımları ise, bir ülkeden diğerine transfer edilen sermeyanin, o ülkede yatırıma dönüşmesidir. Bu tür yatırımlar, bir firmanın yabancı ülkede şube açması, mevcut bir yerli firmayı satın alarak veya sermayesini artırarak kendisine bağlı bir şirket kurması şeklinde gerçekleşebilir. Yabancı sermayenin ülkeye her zaman döviz şeklinde girmesi gerekmze. Bunun yanında makina ve donatım şeklinde gelebileceği gibi, lisans, patent, teknik bilgi gibi fikri haklar ve hizmetler şeklinde de gelebilir. Ayrıca, yabancı sermaye işletmelerinin kararları oto finansman yoluyla yeniden yatırıma yönelmeleri de, dolaysız yabancı sermaye yatırımı olarak kabul edilir.Türkiyede yabancı kaynak sağlayarak sermaye yetersizliğini gidermek amacıyla 1954te Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu çıkarıldı. Fakat yabancı sermayeye olan güvensizlik, ekonomik ve siyasal istikrarsızlık 1980lere kadar gerçek anlamı ile uygulanamadı. 24 Ocak kararları ile birlikte yasadaki eksiklikleri gidermek ve bu alandaki uygulamaları birleştirebilmek amacıyla çıkarılan Yabancı Sermaye Çerçeve Kararnamesiyle yabancı sermayenin çalışma alanları genişlemiş ve yatırımlar daha çekici hale getirilmeye çalışılmıştır.
Dictionary of Economics

YABANCI SERMAYE

(Dictionary of Economics) :
Bir ülkedeki sermaye stokuna başka bir ülke kişi veya kurumları tarafından yapılan sermaye katkısıdır. Dolaysız özel yabancı sermaye ve portföy yatırımları olarak ikiye ayrılır. Portföy yatırımları tasarruf sahiplerinin bir faiz veya divident geliri sağlamak amacıyla uluslararası sermaye piyasalarından menkul değerler alınmasını ifade eder. Dolaysız özel sermaye yatırımları, bir ülkeden başka bir ülkeye verilen sermayenin, o ülkede yatırıma dönüştürülmesidir.