yalancı


Results for "yalancı"

Meteorological Glossary

YALANCI GÜNEŞ ÇEMBERİ

(Meteorological Glossary) :
(SUN DOG) [i](Parhelion kelimesinin günlük kullanımı) Güneşle aynı yükseltide, güneşin 22 ° sağında veya solunda oluşan en az güneş kadar parlak ve renkli yalancı güneş. Bu durumda güneş iki tane gibi görülür. Yalancı güneş 22 derece uzakta görülebildiği gibi, 46, 90 ve 120 derecelerde de görülebilir. Yalancı güneşin oluşmasının nedeni buz kristallerinden geçen güneş ışınlarının kırılmasıdır. Bu olay genellikle kış aylarında, orta enlemlerde havada cirrus bulutları olduğu zaman gözlenir. qYALANCI GÜNEŞ ÇEMBERİ(PARHELIC CIRCLE) [i]Güneş ışınlarının dikey yüzeyli buz kristalleri tarafından kırılmasıyla oluşan, güneşle aynı yükseltide, ufka paralel güneşten geçen beyaz çember. (PARHELIC CIRCLE) [i]Güneş ışınlarının dikey yüzeyli buz kristalleri tarafından kırılmasıyla oluşan, güneşle aynı yükseltide, ufka paralel güneşten geçen beyaz çember.
Meteorological Glossary

YALANCI/SAHTE

(Meteorological Glossary) :
(MOCK) [s]Atmosferde gerçekleşen olayların aynısının taklit edilerek yapay ortamda örneğin laboratuar ortamında oluşturulması durumu. Yapay sis, ay, güneş ve hale laboratuar ortamında geçekleştirilebilmektedir.
Turkish - English dictionary

yalancı

(Turkish - English dictionary) :
1. liar. 2. imitation, artificial, false. çıkarmak /ı/ 1. to prove (someone) a liar. 2. to call (someone) a liar, claim that (someone) is a liar. çıkmak 1. to look like a liar, appear to be a liar. 2. to turn out to be a liar. çiçek artificial flower. dünya this transitory life. nın evi yanmış da kimse inanmamış. proverb If you cry wolf all the time, nobody will believe you when you´re actually telling the truth./Nobody believes anything a habitual liar says. inci artificial pearl. nın mumu yatsıya kadar yanar. proverb It doesn´t take long for a lie to come to light. sı olmak /ın/ to appear to be a liar because one has repeated something untrue that someone else has told one: Ben Şefika´nın yalancısıyım. I look like a liar, but I´m not; I just repeated what Şefika told me. pehlivan person who pretends to be able to do what he can´t, big talker. tanık/şahit law perjurer. taş imitation jewel.
Turkish - English dictionary

yalancıayak

(Turkish - English dictionary) :
biol. pseudopodium, pseudopod, pseudopode.
Turkish - English dictionary

yalancıdolma

(Turkish - English dictionary) :
meatless dolma served cold.