zekâ
ZEKAT
(Dream Dictionary of Phrase) :
Zekat verdiğini görmek o yıl içinde malın armasına ve bereketlenmesine, namazı vaktinde kılmaya, gece namazına devam etmeye, borcu ödemeye, Zekat vermak bazen sevdiği birini kaybetmeye yahut borca; Fitre vermek namaz ve tehbihatı çok yapmaya, borcu varsaa ödemeye, o yıl hastalık görmemeye ve diğer menfaatlere, Fitre ve zekatını vermekten kaçındığını görmek hayırlardan ve imanın tadını almaktan mahrum kalmaya, mala gelecek zarara delalet eder.
ZEKÂ
(Islamic Glossary) :
Sebeb ile netîce arasındaki bağlılıkları bulmak, benzeyiş ve ayrılışları anlamak, yeni îcab vevaziyetlere zihnin en iyi şekilde uyması.Akıl başka, zekâ başkadır. Her akıllı zekî, her zekî de akıllı olmayabilir. (AbdülhakîmArvâsî)Akıl, iyiyi ve kötüyü, fâideliyi ve zararlıyı anlar, ayırır. Aklı az olanın zekâsı çok olabilir.Zekâsı çok olan kâfirleri, din düşmanlarını akıllı sanmak doğru değildir. (Abdülhakîm Arvâsî)İlk insanların ve her asrın, geri kalmış kısımları, tabîate uymak, hayvanlar ve kendileriarasında münâsebet kurmak için âletler yapmışlardır. Bu âletler, zekâ ile yapılmıştır. (Bergson)Bir arslanın zekâsı, insan zekâsı kadar kuvvetli olsaydı, bu arslan öteki arslanlardan, on binkat daha çok korkunç olurdu. Akılsız, dinsiz kimse de, kuvvetinin ve zekâsının çokluğu kadar,cemiyetlere büyük tehlike olur. (Abdülhakîm Arvâsî)
ZEKÂT
(Islamic Glossary) :
Null
zekâ
(Turkish - English dictionary) :
1. intelligence, intellect. 2. acumen, mental acuteness. bölümü IQ, intelligence quotient. geriliği mental retardation. testi intelligence test. yaşı mental age.
zekât
(Turkish - English dictionary) :
,-tı Islam 1. distribution of one fortieth of one´s income as alms (one of the five pillars of the Islamic faith). 2. the one fortieth of one´s income distributed as alms.