zinc
zincîr
(Kurdish - Turkish dictionary) :
zincir.
ZİNCİR
(Dream Dictionary of Phrase) :
Ömrü uzun olan kadına, helal mala, korkutulmaya, işlerin durgunlaşmasına ve çetinleşmesine, Elinde yahut yanında zincir görmek işlenen günahlara, Boynunda zincir görmek huysuz bir kadınla evlenmeye, Zincirle bağlanmak üzüntü ve kedere, Eski hükümdarlarınn zincirini görmek mazlum için yardım ve galibiyete, ülke insanları için adeletli yöneticilere delalet eder.
zincir
(Turkish - English dictionary) :
1. chain: saat zinciri watch chain. kapı zinciri door chain. tekerlek zinciri tire chain. 2. necklace (in the form of a chain); gold necklace. 3. chain, series, succession: dağlar zinciri chain of mountains. 4. formerly a heavy iron chain shackled to a prisoner´s ankle with a ring and tied to his back with a rope. çekmek crocheting to do a chain stitch. e vurmak /ı/ to put (someone) in chains; to put a pranga on (someone).
ZİNCİR MAKİNASI
(Nautical Dictionary) :
Zincirlik ile üst güverte arasında zincirin arasından geçtiği madeni boru.
zincire vurmak
(Turkish - German Dictionary) :
fesseln.