ÂL


Results for "ÂL"

Islamic Glossary

BÂLİĞA

(Islamic Glossary) :
Bülûğa eren, ergenlik çağına gelen. Hayız (regl) görmeye başlayan, evlenecek yaşa gelenkız. (Bkz. Âkıl Bâliğ)
Islamic Glossary

BENÛL-ALLÂT

(Islamic Glossary) :
İslâm mîrâs hukûkunda baba bir, ana ayrı kardeşler.Benül-a'yân (ana-baba bir erkek ve kız kardeşler) ve Benûl-allât; oğul, oğlun oğlu, baba,dededen biri bulunduğu zaman vâris, mîrasçı olamazlar. (Secâvendî)
Islamic Glossary

BERZÂH ÂLEMİ

(Islamic Glossary) :
Dünyâ ile âhiret arasındaki âlem; kabir âlemi.Berzâh âleminde ölülerin hâli, dirilerin hâli gibi değildir. Dünyâ hayâtında hem his (duygu),hem de irâde (istek) ile hareket vardır. Berzâh hayâtında ise, hareket etmek lâzım değildir,elem (acı) ve azâb duymaları için yalnız hissetmeleri yetişir. (Ahmed Fârûkî)2. Tasavvufta âlem-i misâle verilen ad. (Bkz. Âlem-i Misâl)Berzâh âlemi, âlem-i ervâh (ruhlar âlemi) ile âlem-i ecsâd (madde âlemi) arasında yer alır.Ayna gibidir. Diğer iki âlemdeki hakîkî varlıklar ve mânâlar bu âlemde latîf şekillerdegörünürler. Çünkü iki âlemdeki her hakîkate ve her mânâya uygun birer şekil, heyet, görünüşbu âlemde bulunur. Bu âlemde kendiliğinden hiçbir hakîkat, hiçbir madde ve mânâ yoktur.Buradaki şekiller, heyetler, öteki âlemlerden aks eden görüntülerdir. Aynada hiçbir şekil vesûret yoktur. Aynada bir şekil görünürse, başka yerden gelen görünüştür. Âlem-i misâl deböyledir.
Islamic Glossary

BEYTÜLMÂL

(Islamic Glossary) :
İslâm devleti hazînesi, mâliye teşkîlâtı.Beytülmâl, devlet gelirlerini muhâfaza eder, gerekli yerlere sarfeder, devletin gelirleri ilegiderleri arasında dengeyi sağlamaya çalışır ve bütçenin bütün vazîfelerini görürdü. (İsmâilNablüsî)Beytülmâlın gelirleri dört yoldan sağlanırdı: 1) Zekât malları, 2) Ganîmetin, çıkarılan mâdenve defînelerin beşte biri, 3) Gayr-i müslimlerden haraç ve cizye olarak alınan mallar, 4) Vârisiolmayan zenginlerin bıraktığı mal ve yerde bulunup sâhibi bulunmayan mallar. (Îmâm-ıSerahsî)Beytülmâlden, ayırım yapmadan bütün fakirler, zekât me'murları, âlimler, öğretmenler,vâizler, din dersi öğrenen talebeler, borçlular, seyyidlerle şerîfler yâni Peygamber efendimizinsoyundan gelenler ve askerlerin hepsi haklarını alırlardı. (Abdülganî Nablüsî)İmâm-ı Ebû Yûsuf bir suâle bilmiyorum deyince; "Hem Beytülmâlden maaş alıyorsun, hemde cevap vermiyorsun" dediler. Bunun üzerine İmâm-ı Ebû Yûsuf; "Beytülmâlden, bildiklerimkadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım, Beytülmâlde bulunanların hiç biriyetişmezdi" dedi. (Taşköprüzâde, İbn-i Hacer)
Islamic Glossary

CEBRÂİL ALEYHİSSELÂM

(Islamic Glossary) :
Dört büyük melekten biri. Peygamberlere vahy getirmek, onlara Allahü teâlânın emir veyasaklarını bildirmekle vazîfeli melek. Buna Cibrîl, Rûh-ul-emîn, Rûh-ul-kuds, Nâmûs-ı ekberde denir.Âyet-i kerîmede meâlen buyruldu ki:Gerçekten Cibrîl, Kur'ân-ı kerîmi, Allahü teâlânın izniyle senin kalbine indirdi (Bekarasûresi: 97)Allahü teâlâ Cebrâil'e (aleyhisselâm), filân şehri yerin dibine geçir, diye emr etti.Cebrâil, yâ Rabbî! Bu şehirdeki filanca kulun sana bir ân isyân etmedi. Hep itâat ve ibâdetediyor deyince; Allahü teâlâ onu da berâber geçir! Zîrâ günâh işleyenleri görünce, birkerrecik yüzünü değiştirmedi buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)Cebrâil aleyhisselâm çok defâ Resûlullah'ın huzûruna, Eshâb-ı kirâmdan Dıhye-i Kelbîsûretinde gelirdi. Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem, Benî Ümeyye'den üç kişiyiüç kişiye benzetti ve şöyle buyurdu: "Dıhye-i Kelbî, Cebrâil'e; Urve bin Mes'ûd Sekafî,Îsâ'ya; Abdül-üzza ise Deccâl'e benzer." (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn)Şüphesiz Allahü teâlâ bir kulundan râzı olup, onu sevdiğinde, Cebrâil aleyhisselâmıçağırır ve ona buyurur ki: "Ben falan kulumu seviyorum sen de onu sev." Cebrâilaleyhisselâm onu sever. Sonra semâda seslenip der ki:"Allahü teâlâ falan kulu seviyor, sizde onu sevin." Semâdakiler de onu sever. Sonra onun sevgisi yerdekilerin gönüllerindeyerleşir. (Hadîs-i şerîf-Sahîh-i Müslim)Âdem aleyhisselâmın boyu ve ömrü kesin olarak bildirilmedi. Bir rivâyette, bin sene yaşayıpbeş yüz yaşında iken peygamber oldu. Allahü teâlâ, kendisine on kitap gönderdi. Cibrîlaleyhisselâm ona on iki sefer gelmişti. (Nişancı Muhammed Efendi)