âdet


Results for "âdet"

Turkish - Kurdish Dictionary

adet

(Turkish - Kurdish Dictionary) :
1.lib, heb. 2.adet, kevneşop.
Kurdish - Turkish dictionary

adet

(Kurdish - Turkish dictionary) :
adet, töre.
Turkish - Turkish dictionary

ADET

(Turkish - Turkish dictionary) :
is. l. Alışkanlık, 2. Anane.
Ottoman - Turkish Dictionary

ÂDET

(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Usul, görenek, alışılmış davranış. Huy, tabiat. Toplumda nesiller boyunca uyulan ve kamuoyunda (umumî efkârda) saygı ve müeyyideye sahip hareket kaideleri (Sosyoloji). İslâm cemiyetinde âdetler de İslâmî olur, İslâma uygun olur. Müslüman, İslâma aykırı âdetlere uymaz. Cemiyetin yabancı âdetlerle bozulmamasına gayret gösterir.
Islamic Glossary

ÂDET

(Islamic Glossary) :
1. Bir şehir ve memleketteki insanların, yapageldikleri usûller, gelenekler, alışılmış şeyler.An'ane, örf. (Bkz. İlgili maddeler)Her memleketin âdeti başka başkadır. Hattâ bir memleketin âdeti zamanla değişir.Bulunduğu şehrin dîne uygun olan âdetine uymamak şöhret ve tahrîmen (harama yakın)mekrûh olur. (İmâm-ı Rabbânî)Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yaptığı ve kaçındığı şeyler iki kısımdır: Birisi, ibâdetolarak yaptığı ve kaçındığı şeylerdir ki, her müslümanın bunlara tâbi olması, uyması lâzımdır.İkincisi bulundukları memleketin âdeti olarak yaptığı şeylerdir. Bunları yapmak mecbûrîdeğildir. Âdete bağlı şeylerde de Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) uymak dünyâ veâhirette insana çok şey kazandırır ve çeşitli saâdetlere ve hayırlara yol açar. (AbdülhakîmArvâsî)Müslüman olmayanların yaptıkları ve kullandıkları şeylerden haram olmayıp, insanlarafaydalı olanları yapmak ve kâfirlere benzemeği düşünmeyerek kullanmak günâh değildir.Pantolon, çeşitli ayakkabı, çatal, kaşık kullanmak, yemeği masada yemek, herkes in önüne ayrıtabaklar içinde koymak, ekmeği bıçakla dilimlere ayırmak ve çeşitli eşyâ ve âletleri kullanmakhep âdete bağlı şeyler olup, mübâhdırlar. Bunları kullanmak bid'at (günâh) olmaz. Böyleâdetlerden faydalı olmayanları, çirkin ve kötülenmiş olanları kullanmak ve yapmak haram olur.(Abdülgani Nablüsî, İbn-i Âbidîn)2. Kitab, sünnet, icma' ve kıyasdan sonra ikinci derecedeki dînî delillerden biri. Dînin veaklın beğendiği şeyler.Dinde nass (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîf) ile açıkça bildirilmiş olmayan bir hükmü anlamakve bildirmek için umûmî âdetler delîl olur. Âdetin umûmî olması için Eshâb-ı kirâm radıyallahüanhüm zamânından kalma ve müctehidlerin (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîfden hükümçıkarabilen derin âlimlerin) kullanmış olmaları ve devamlı olmaları lâzımdır. Muâmelâttaki(ticâret, rehin, hîbe, mîras, kirâlama, vekâlet v.s.) hükümler için bir beldenin nass'a aykırıolmayan âdetleri delil olur. Bunları fıkıh âlimleri anlıyabilir. Zamânın değişmesi ile örf ve âdetedayanan ahkâm (hükümler) değişebilir. Nass'a (âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflere) dayananahkâm (hükümler) zamanla değişmez. Böyle hükm-i küllî (genel hükümler) değişmeyip, buhükmün hâdiselere tatbîki zamanla değişebilir. (İbn-i Âbidîn, Ali Haydar Efendi)